Çanakkale’de geçtiğimiz gün boşanmak üzere olduğu eşi tarafından öldürülen ebe hakkında Sağlık-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Hemşire Aysun Demir Tosun ve komisyon üyeleri açıklamalarda bulunarak, kadına yönelik şiddeti kınadılar.
Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’nin önünde yapılan açıklamaya Sağlık-Sen Şube Başkanı Suat Özen, Sağlık-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Hemşire Aysun Demir Tosun, komisyon üyeleri ve sağlık çalışanları katıldı. Hemşire Aysun Demir Tosun’un burada yaptığı açıklamada, “Bizim medeniyetimizde, bizim kültürümüzde, bizim inancımızda kadınlar baş tacıdır, eli öpülesidir, kadın hem toplumun hem de ailenin temelidir. Kadınlar yaşamın her alanında şiddete maruz kalmaya devam ediyorlar. Kadınlara uygulanan şiddetin sadece ülkemizde değil, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde vahşet düzeyinde devam ettiği raporlarla doğrulanıyor. Dünyanın hemen hemen her bölgesinde, sınır, milliyet, din ve sınıf farkı gözetmeksizin yaşanan ve son bulması için çaba sarf edilen kadına yönelik şiddet her yaştan, her öğrenim düzeyinden, her gelir düzeyinden, medeni durumu ne olursa olsun kadınların maalesef acı bir gerçeğidir. Birleşmiş milletler kadına yönelik şiddeti, cinsiyete dayanan, kadını inciten, kadına zarar veren fiziksel, cinsel, psikolojik ve ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranış olarak tanımlamaktadır. Maalesef kadına şiddetin bir örneğini daha Çanakkale’de kendi mesai arkadaşımız ile bir kez daha yaşadık. Hiç kimsenin, başka bir insanın yaşama hakkını elinden almaya, onu bu hayattan koparmaya, anneliğinden mahrum etmeye, kısaca insan olmanın gerektirdiği bütün haklarını elinden almaya hakkı yoktur” şeklinde konuştu.
“HASTANEYE GİRİŞ ÇIKIŞLARIN KONTROLLÜ OLMASINI TALEP EDİYORUZ”
“Bugün kadına şiddeti kınıyoruz” diyen Tosun, “Daha önce sağlıkta şiddeti kınadık. Çocuğa şiddeti kınadık. İstatistiklerde öncelikle kadına şiddete yer verilse de topluma bakınca bunun bir cinsiyet meselesi olmayıp halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyebiliriz. Şiddetin her türlüsünün sonunda doğal ya da kaçınılmaz, kader ya da yazgı demeyeceğimiz kadına yönelik şiddetin son bulması için zihinsel bir dönüşüme ihtiyaç vardır. Çalışmaların ve yasaların daha caydırıcı, daha kapsayıcı ve daha etkili araç ve politikalarla sürdürülmesi gerekmektedir” diyerek şunları söyledi: “Sağlık Sen olarak kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarının kararlılıkla devam etmesi gerektiğine ve bu süreçte tüm kesimlerin sorumluluk alması gerektiğine inanıyoruz. İnsan onuruna yakışır hayat için özgürlük arayışına sahip çıkmak, en temel yaşam hakkını tahrip eden tüm odaklara karşı dik durmak insan olarak da kurumlar olarak da sorumluluğumuzdur. Ayrıca çalışanların çoğunluğunun neredeyse %70’e yakın oranının kadın olduğu kendi kurumumuzda güvenlik önlemlerinin üst seviyeye çıkartılması, acil servisler de ve diğer servislerimizde ziyaret saatleri haricinde zorunlu haller dışında hastaneye giriş çıkışların özellikle kontrollü olmasını talep ediyoruz.”
“ÇİRKİN SALDIRILARI KINIYORUZ”
Tosun, Çanakkale’deki sağlık çalışanlarının daha önceden de saldırıya uğradığını söyleyerek, “Bizler Sağlık çalışanları olarak özellikle hemşire-ebe meslek grubu olarak bakıldığında birer bayan olarak geceleri karanlık koridorlarda tanımadığımız, servislerimizde hasta ve hasta yakını dışındaki insanlarla karşılaşmak istemiyoruz. Geçen hafta Acil serviste son nöbetini tutan doktor arkadaşımız şiddete uğramıştı ve dün gece acil servis de görevli doktor arkadaşımız Pınar Kayhan bir hasta tarafından şiddete uğramıştır. Bu çirkin saldırıları kınadığımızı ve takipçisi olduğumuzu bildirerek bu konuda hastane idarecilerimizin gereken hassasiyeti gösterip çağrımıza kulak vermelerini istiyoruz” dedi.
“SIFIR TOLERANS SEMPOZYUMU BAŞLATTIK”
Tosun, “Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olarak Sağlık Bakanlığı ile 2011 yılında emeğe saygı, sağlıkta şiddete sıfır tolerans sempozyumu başlattık. Bu çalışma ile sosyal hayatın her alanında toplumsal bir salgın haline dönüşmüş şiddeti, sağlık gibi kutsal bir çatı altında minimize etmek istedik ve sağlıkta şiddet için beyaz kodun uygulanmasına, yeterli olmasa da cezalarda yaptırımlar artmasını sağladık ve geçtiğimiz günlerde şiddete uğramış sağlık çalışanının karakola gitmeden işyerinde ifade verebilmesi ve şiddeti uygulayanın tutuklu yargılanması maddelerinin torba yasaya girmesi yönünde çalışmalarımıza karşılık aldık. Sağlık Sen olarak şiddetin her türlüsüne karşı olduğumuzu ve sessiz kalmayacağımızı, şiddeti görmezden gelip ortak olmayacağımızı kadına şiddet, sağlık çalışanına şiddet, çocuğa şiddet veya istismar adı ne olursa olsun Şiddete maruz kalan herkesin yanında olacağımızı bildiriyoruz. Şiddet yerine merhametten, adaletten, anlayıştan, bahsedeceğimiz günlerin gelmesi temennisi ile kaybettiğimiz arkadaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesinin ve sağlık çalışanlarının başı sağ olsun. Tüm katılımcılara ve basın mensuplarına teşekkür ederim” ifadelerinde bulundu.
YORUMLAR