Çanakkale Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği Derneği (ÇATOD) Başkanı Armağan Aydeğer, 2018 Troia Yılı fikrinin yaklaşık olarak bundan iki sene önce, Çanakkale Savaşlarının 100. Yıldönümü törenlerinden sonra ortaya çıktığını belirterek, “O dönem yine bir turizm haftası nedeniyle bu konuyu gündeme taşımıştık. Bu çerçevede Troia’nın 2018 yılında UNESCO’nun dünya kültür mirası listesine seçiliş yılının 20. yılı olması nedeniyle dünyada önemli bir gündem oluşabileceğinden bahsetmiştik. Daha sonra çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla beraber ve en son bu işe çatı kurum olan Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odasının önderliğinde ortak deklarasyon açıklaması yapıldı. Bunun içerisinde ÇATOD, TURSAB, Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, üniversite, belediye, İl Kültür Turizm Müdürlüğü gibi birçok kamu kurumu ve sivil toplum kuruluşu orada vardı. Daha sonra bu süreç farkındalık kampanyasına dönüştü. O zamanlarda bir Troia yılı ortada yoktu ama ‘olsun istiyoruz’ diyerek bir kampanya başlattık. Bu kampanya çerçevesinde il genelinde birçok tanıtım yapıldı ve yine birçok gazetede bu konuda destek oldu” şeklinde anlattı.
EMITT FUARI DÖNÜM NOKTASI OLDU!
“O dönem birçok siyasimiz de bu bölgemizi ziyaret etti. Bakanlarımızın geldi. Onlara bu konuyu ifade etmeye çalıştık” diyen Aydeğer, “İstanbul EMITT Fuarı bizim için önemli bir dönüm noktası oldu. Geçtiğimiz yıl ana giriş noktasında büyük bir alana, ‘2018 Troia Yılı Olsun İstiyoruz” diye pankart astık ve ana stantta da, birçok Çanakkale noktasında da, gerek katalog ve afişlerle konuyu anlattık. Sayın Valimiz, Belediye Başkanımız, Tarihi Alan Başkanımız ve birçok kurum temsilcisi bu konuda seferber oldu. Sayın bakan Nabi Avcı standımızı ziyaret etti” diye konuştu.
İkinci dönüm noktalarının ise Çanakkale Milletvekili Bülent Turan sayesinde olduğunu belirten Aydeğer,”Diğer kırılma noktamız ise Çanakkale Milletvekilimiz Bülent Turan’ın konuyu Ankara’ya taşıması oldu. Sayın Başbakandan, Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar, Ankara’da bu işin sahiplenilmesi noktasında olağanüstü bir çaba harcadı” dedi.
“BİZ BURADA BU İŞİN DAHA ÇOK MUTFAĞINDAYIZ”
Aydeğer, “Bu işin ana himayesi Kültür Turizm Bakanlığımızın Tanıtma Genel Müdürlüğü. Müdürlük ise çalışmalarını uluslararası himayede devam ediyor. Biz burada bu işin daha çok mutfağındayız. Kültür ve Turizm Bakanlığımız ise bu işin lansmanını uluslararası arenaya taşınması ve bununla olan iletişimin ana noktasında yer alıyor. Geçtiğimiz haftalarda Ahmet Çelik ile Londra ve Selanik fuarlarında tanıtım kampanyası içinde yer aldık. Burada da yine bakanlığımız Troia’ya olağanüstü yer verdi. Biz bu fuarlara yıllardır katılıyoruz. 2018 Troia Yılının vermiş olduğu enerji ve insanlara katmış olduğu motivasyonla beraber Türkiye standının neredeyse üçte biri Troia 2018 ile donanmış durumdaydı. Londra’da dünyanın ne kadar büyük uluslararası medya kuruluşu varsa geldiler röportaj yaptılar. Özellikle 2018 Troia Yılı için ne zaman Çanakkale’ye gelmeliyiz diye beklentileri vardı” açıklamalarında bulundu.
“TROİA KIVILCIM OLDU”
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Çanakkale Körfez Bölgesel Yürütme Kurulu Genel Sekreteri Ahmet Çelik ise, 2018 Troia Yılı’nın önemine değindi. Çelik, “Çanakkaleli turizmciler olarak her şeyimiz var başta Troia antik kentimiz olmak üzere, Gelibolu yarımadası, Assos, boğaz, adalar gibi. Çanakkale turizmcilerin de bir eksiği yok. TÜRSAB çatısı altında birleşmiş seyahat acentaları ve ÇATOD bir araya gelip büyük bir proje yapmasının zamanı gelmişti. Bizim sadece bir kıvılcıma ihtiyacımız vardı. Troia bu kıvılcım oldu” diyerek Troia’nın, dünyada Kudüs’ten sonra bilinen ikinci bilinen marka olduğunu belirtti. “Bu antik değer, bu geçmiş, Çanakkale’dedir Türkiye’dedir diye haykırmak isteyişimizden kaynaklanmıştır” diyerek neden Troia yılı sorusuna şu cevabı verdi; “Buradaki en önemli hedefimiz, bu projeyi uluslararası mecraya taşıyabilmek. O zaman istediğimize ulaşacağız” diyen Çelik, “Madalyonun iki yüzü var. Bir yüzünde Çanakkale milletvekilimiz Bülent Turan’ın, Ankara’da çok devam ettirdiği sıkı lobi faaliyetleri. Diğer yüzü ise Çanakkale valiliğimizin öncülüğünde bütün sivil toplum kuruluşlarından en alttaki turizm arkadaşlarımıza kadar bütün şehir bu projeyi sahiplendi.”
“TROIA YILI DÜNYA ARENASINA ÇIKIŞTIR”
Çelik, “ Troia Yılı, ülkemizin 2018 yılında en önemli turizm hamlesi olarak dünya arenasına çıkışıdır. Bu sözler iddialı sözler ama Londra fuarında insanlardan aldığımız tepkiler bize bu yorumları yapmaya sevk etti. Beklentimizin üstünde tepki aldık. Detaylı mail isteyen, hangi aylara ne etkinliklerin yapılacağını öğrenmek isteyen Londra’daki birçok turizmci oldu” ifadelerinde bulundu. “Turizm 34 ayrı iş kolunu etkileyen bir sektör” diyen Çelik, “Çanakkale şehrinde özellikle her birey, bağlı bulunduğu kurum neyse, hangi çatı altında toplantıysa bunu bir proje haline getirip, Çanakkale valiliğine sunup, 2018 yılında uluslararası seviyede etkinlikler yapmak için bize yardım etmeliler. Örneğin bir boya markası, her yıl düzenlediği büyükşehirlerdeki etkinliğini, esnaf arkadaşımızın vasıtasıyla proje haline getirip 2018 Troia Yılı kapsamında Çanakkale’de gerçekleştirebilir. O boya markası 2018’e özel bir seri çıkarabilir” diyerek herkesi Troia Yılı’nın bir parçası olmaya davet etti.
TROIA YILININ DÖNÜŞ NOKTALARI
‘2018 Troia Yılı Olsun İstiyoruz’ sloganıyla çıktıkları bu yolda, ilan edilmesine kadar varan süreçte önemli dönüş noktalarının olduğunu söyleyen Çanakkale Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği Derneği (ÇATOD) Başkanı Armağan Aydeğer, “Bunlardan bir tanesi, genel mutabakat sağlandıktan sonra, Ticaret ve Sanayi Odası önderliğinde, Çanakkale genelinde bütün sivil toplum kuruluşları bir araya getirildi. Bu kuruluşlara turizm ile ilgili olmak üzere proje anlatıldı ve genel desteği talep edildi. Diğer taraftan Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarının başkanları, TURAFED, TURSAB, TUROB, TUREB ve diğerleri hepsiyle İstanbul’da bir araya geldik. Hep şunu ifade etmeye çalıştık: Troia bir Türkiye projesi. Şunu söyledik ki, turist Çanakkale’ye geldiğinde ortalama bir buçuk iki gün kalıyor ama Troia nedeniyle Türkiye’ye gelen turist, İstanbul’da 3-4 gün, Troia’da kaldıktan sonra, Efes - Bergama noktasında birkaç gün, yine devamında Pamukkale, Antalya yöresini gezecek. Topladığınızda Türkiye’ye gelen turist en az 15 gün ülkemizde kalacak” şeklinde konuştu.
Troia Yılı çalışmalarından bahseden Aydeğer, “Çalışmalarımız üç ana eksende yürüdü. Birincisi alt ve üst yapı çalışmaları, ikincisi uluslararası etkinlikler ve üçüncüsü tanıtım. Birinci konu alt ve üst yapı ile ilgili Çanakkale valiliğimiz bu konuyla ilgili çok ciddi adımlar atıyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Milli Park Genel Müdürlüğü olağanüstü bir çalışma yürütüyor. Yine Kültür ve Turizm Bakanlığımızın önemli çalışmaları var” dedi.
MÜZENİN AÇILIŞI DÜNYA GÜNDEMİNE TAŞINACAK
Armağan Aydeğer, Troia müzesinin açılışının 2018’de gerçekleşeceğini söyleyerek,” 2018 Troia yılı olması ile ilgili üç tane temel neden var. 2018 yılında UNESCO’nun dünya kültür mirası listesine seçiliş yılının 20. yılı olması, Avrupa’da 2018 yılının Avrupa kültür mirası yılı ilan edilmiş olması ve dünyanın en iyi arkeolojik müze örneklerinden bir tanesi olan Troia müzesinin 2018 yılının ilk çeyreğinde açılmasının muhtemel olması” diyerek müzenin önemini vurguladı. “Böyle önemli bir müzeyi, bir kurdele keserek açmamamız gerekiyordu. Dünyada bir gündem yaratarak, bir heyecanla açmamamız gerektiğini düşündük” diyen Aydeğer, ”Artık turizm klasik yöntemlerle işlemiyor. Yani bizim bildiğimiz deniz, kum, güneş gibi bu klasik yapılar eskide kaldı. Hatta kültür, tarih bunların varlığı bile yetmiyor. Mesela bizde Troia var, karşı tarafta Yunanistan’da farklı bir değer var. Bizim insanları heyecanlandırmamız gerekiyor. Bu heyecanlandırmayı yapmamız için ilk önce insanları ikna etmemiz lazım. Bir sebebe ihtiyacımız vardı. Bunun çatısı da Troia oldu” diye konuştu.
KÖYLER YENİLENECEK, YÜRÜYÜŞ YOLLARI DÜZENLENECEK
Kültür rotaları hakkında bilgi veren Aydeğer, “İki tane çok önemli rota var. Birincisi Troia antik kentinden başlayan, Alexadra Troas’a kadar giden yaklaşık 125 km’lik yol var. İkincisi Alexadra Troas’dan başlayıp Assos’a kadar giden 69 km’lik St. Paul İnanç Yolu. Müthiş güzel bir yol. Bu yol İncil’de de geçen bir yol. Dolayısıyla inanç turizmine de çok önemli bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yurtdışında birçok insan bugün bu haliyle gelip oraya yürüyorlar. Bu yol 2 bin yıllık yol. Bu yolda yürürken karşınızda Midilli, olağanüstü bir Ege Denizi, her taraf yeşil, ayağınızı bastığınız yer 2000-2500 yıllık. Yol üstünde su kuyuları milattan öncesine dayanan su kuyuları… Bu yolları köylerin içinden geçiyoruz… Oradaki köylerin dış cephelerin boyanması için Opet, şuandan çok ciddi bir rehabilitasyon çalışması yapacak. Köylerin turizme kazandırılmasına yönelik çalışma yürütecek. Bu çalışma içerisinde orada restorasyon çalışmaları var. Milli park, geniş bir alan ve bu alanda gezi güzergâhların oluşturulması olacak. Gelibolu yarımadasını turistler gelip birkaç gün geziyorlarsa, aynı mantık olacak. Burada 14 tane turistik cazibe noktası var. Buralara tabela koyulacak, burada alt yapı çalışması olacak. Bu çerçevede turist burada sadece müze ve ören yerini değil, bütün antik alana gezme alanına sahip olacak” dedi.
TROİA YILI OLDU, PEKİ NELER YAPILDI?
Ahmet Çelik, ‘Troia Yılı oldu, peki neler yapıldı’ sorusunu cevaplayarak, vatandaşların merak ettiği çalışmaları duyurdu. Çelik,” 2018 yılına 1 ay kaldı. Bu tarihten sonra aralık ayı itibari ile hiç bir şeyi yapamadık varsaysak bile Çanakkale olarak iki önemli başarı elde ettik. Bu iki önemli başarı ise bu projenin ne kadar önemli olduğunu anlatır. Truva antik kentindeki müzenin ihalesi sonuçlandı, çalışmalar hızlandı. 2018’in birinci yarısında açılacak” dedi. Çelik, bu müzenin önemini bir hikâye ile vurgulayarak, “Şöyle bir anekdotumuz var. Schliemann o büyük ve değerli hazineyi bulduktan sonra önce Almanya’ya kaçırıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında bir hayvanat bahçesinin altına saklıyor. Ruslar İkinci Dünya Savaşı sonrasında hazineyi bulup Rusya’ya kaçırıyor. Bugün Rusya Puşkin Müzesinde sergileniyor. Puşkin Müzesi müdürü Truva antik kentini gelir ziyaret eder. Bu arada hocalarımız derler ki bu hazinenin esas memleketi burası, biz Türkiye’ye Truva’ya istiyoruz derler. Puşkin müzesinin müdürü ise ‘bunları sergileyecek müzeniz var mı’ diye sorar. Maalesef bizim hocalarımızın boynu bükük kalır, cevap veremezler. Hazineyi istediğimiz kadar talep edelim sergileyecek müzemiz dahi olmadığı için maalesef daha yola çıkamadık. Bu projenin şuan geldiği aşamada müzenin açılışı kesinleşmiştir. İkinci önemli elde ettiğimiz önemli sonuç ise, Opet ile Çanakkale valiliği tarafından sözleşme imzalandı. Teyfikiye Köyü tamamen elden geçecek. Truva antik kentine gelen turist antik kenti gezdikten sonra köyde vakit geçirip yemeğini yiyebilecek, çayını içebilecek. Ciddi bir turizm köyü haline gelecek. Hiçbir şey olmasa bile bu iki başarı bile bu bölgenin nereye geleceğinin önemli bir göstergesidir” diye vurguladı.
YORUMLAR