Deprem ve Çanakkale gerçeğini anlattı!

Deprem ve Çanakkale gerçeğini anlattı!

Perinçek, “Çanakkale, İstanbul veya diğer şehirlerden daha riskli bir yerde bulunuyor. Bu yüzden bizim belediye olarak halk olarak çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. Riskin arttığı bir bölgedeyiz. Bina alırken araştırın, zemine bakın” ifadeleriyle dikkatleri çekti.

22 Şubat 2020 - 10:25 - Güncelleme: 22 Şubat 2020 - 10:37

Topluma Destek Derneği tarafından Çanakkale’nin deprem etkinliği hakkında bilgilendirme yapmak amacıyla ‘Deprem ve Çanakkale’ konulu konferans düzenledi. Emekli Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Doğan Perinçek’in sunumuyla gerçekleşen etkinlikte, Çanakkale’nin deprem olasılıkları ile bilgiler verdi. Perinçek, yaptığı sunumda, “Çanakkale, İstanbul veya diğer şehirlerden daha riskli bir yerde bulunuyor. Bu yüzden bizim belediye olarak halk olarak çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. Riskin arttığı bir bölgedeyiz. Bina alırken araştırın, zemine bakın” vurgusu dikkatleri çekti.

Belediye Çalışanları Sosyal Tesisleri, Ercan Atsız Salonu’nda gerçekleşen ‘Deprem ve Çanakkale’ isimli konulu panelin konuğu Emekli Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Doğan Perinçek oldu. Çanakkale’nin 7 büyüklüğünde bir depremden ne ölçüde etkileneceği hakkında açıklamalarda bulunan Perinçek, Çanakkale’nin deprem tarihi ile ilgili bilgiler de verdi.

Perinçek, yaptığı sunumda kendi yaptığı çalışmaları ve deprem ile ilgili genel bilgileri aktardı. “Çanakkale bana göre Türkiye’nin en özel kenti, en kolay yaşanabilir kenti” diyerek sunumuna başlayan Perinçek, “Bu bakımdan kıymetinin bilinmesi gerekir ama bazı binalar alüvyon üzerinde. Belediyeye sitem yapayım ben yine, alüvyon üzerinde inşaat yapmaya devam ediyoruz. Hem tarım alanlarını yok ediyoruz hem de sağlam olmayan bir zeminde bina yapıyoruz. Eğer 7 şiddetinde deprem olsa alüvyon üzerinde o depremin yıkma etkisi artacaktır 8’e çıkacaktır. Ama diyelim ki Esenler gibi bir yerde sağlam bir zeminde 7 şiddetinde binaları etkileyecektir. Her zaman tekrarlayacağım, Çanakkale Belediyemizin alüvyon üzerinde inşaat izni vermekten vazgeçmesi lazım” dedi.

“TÜRKİYE’NİN ORTA KISMI BATI’YA DOĞRU HAREKET HALİNDE”

Türkiye’nin deprem haritası hakkında bilgi veren Perinçek, “Güney’de bir Arabistan kıtası ve Afrika kıtası var, bu ikisi sürekli Kuzey’e doğru hareket ediyor ve Türkiye’yi sıkıştırıyor. Türkiye sıkışınca da iki tane fayımız var; Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fayımız. Türkiye’nin orta kısmı Batı’ya doğru hareket halinde ve yılda ortalama 2 cm hareket ediyor. Bunu 100 ile çarparsanız 200 cm hareket söz konusu. Bu hareket birikiyor, enerji yaratıyor, birden patlama oluyor ve büyük depremleri yaşıyoruz. Türkiye’de en büyük depremlerden bir tanesi 1939 Erzincan depremi. Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fayımız var ve orta kısım Batı’ya doğru hareket ediyor ve bu harekete bağlı olarak da Ege bölgesinde bir açılma söz konusu. Bu nedenle Menderes Grabeni dediğimiz grabenlerde değişik çapta depremleler oluyor.  Yani Kuzey Anadolu Fay hattındaki depremler ile Ege’de olan depremler kısmen farklı.  Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Doğu Anadolu Fay hatları üzerindeki depremlerin etkileri genelde daha fazla oluyor” diye konuştu.

“KÖYLERDE YIĞMA BİNALAR VAR, DİKKAT ETMEMİZ GEREKİYOR”

Perinçek, “Biz meslekte depremlere geriye dönük olarak bakıyoruz ve kaç yıl arayla aynı fay üzerinde deprem oluyor? Ortalama 250 yılda bir aynı fayın 7 civarında deprem yarattığını görüyoruz.  Bu istatistiklere bakarak 1939’da Erzincan’da 7.9 büyüklüğünde depremi var.  Sonrasında 1943’te Tokat, 1944’te de meydana gelen depremler ile giderek gençleşerek devam ediyor ve 1999’da Adapazarı depremi meydana geliyor. Adapazarı depreminden sonra tüm meslektaşlarımız İstanbul ve Marmara denizinde deprem bekliyorlardı. Ama olmadı, orayı sıçradı, Gökçeada’da 2014’te bir deprem yaşadık. Depremlerde bazı yıllar fazla oluyor bazı yıllar daha az. 2017’den beri de deprem sayısında genelde artma görüyoruz. Şimdi çok daha dikkatli olmamız lazım. Eğer depreme dayanıklı binalarımız yoksa onları belirlememiz lazım. Özellikle köylerde yığma binalar var onun için bunlara dikkat etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“EĞİTİM BİNA YAPMAKTAN ÇOK DAHA UCUZ”

Perinçek, deprem konusunda eğitimin çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Köylerde ve her yerde eğitim çok önemli. Eğitim, bina yapmaktan çok daha ucuz. Eğitimle vatandaşlarımızın can kaybını önemli oranda azaltabiliriz. AFAD bence görevini yapmıyor, AFAD’ın görevlerinden bir tanesi de eğitim vermek, köylere gidip eğitimlerin verilmesi lazım. Muhtarları Çanakkale’ye çağırıp veriyorlar eğitimi sonra köye geri gönderiyorlar. Muhtar da geri döndüğünde anlatmıyor bile köylülere. Onun köylere bizzat gidip eğitim verilmesi lazım. AFAD’ın görevlerini hatırlatıyoruz” diyerek düşüncelerini dile getirdi.

“ZEMİNE GÖRE KAZIK TEMEL YAPILMALI”

Çanakkale’nin yüzde 70’i alüvyon üzerinde olduğunu söyleyen Perinçek, binaların temellerinin atılırken bu kriterlere göre yapılması gerektiğini vurguladı: “1999’da İzmit ve Adapazarı depremi oldu. Alüvyon üzerindeki binalar zemine battı ya da yan yattı. Bina sağlam olmasına rağmen deprem anında zeminin sıvılaşması dediğimiz olaydan dolayı yan yattığını gördük. Çanakkale’nin yüzde 70’i alüvyon üzerinde, eğer mecbur kalırsanız alüvyon zemin üzerine bina yapabilirsiniz. Ama ne tip bir temel gerekiyor?  Zemine göre kazık temel yapılmalı. Eğer zemin güçlendirilmezse, binalar yan yatıyor.  Çanakkale’de de bir deprem yaşarsak ki yaşayacağız,   bunun sonucunda da binaların bir kısmının yan yattığını göreceğiz. Bir kısmının da demir ve çimento hatası yüzünden hasar olacak.”

“DEPREMLERİ HER GÜN İZLİYORSANIZ TAHMİNDE BULUNABİLİYORUZ”

Çanakkale tarihindeki depremlerle ilgili bilgi veren Perinçek, “1991 Ayvacık, 1912 Şarköy, 1935 Sarıköy, 1942 Biga, 1953 Yenice depremi 7.2 büyüklükte, , Manyas, Gönen, Ezine depremi 5 büyüklüğünde, Saros Körfezi 1975, Biga depremi 1983. Biga’daki bir köyde yol deprem sonrasında fay boyunca yaklaşık 1-1.5 metre sağa atılmıştır. Mayıs 2014’te Gökçeada depremine değinmek gerekirse; burada söyleyeceklerim yanlış anlaşılmasın. Biz depremi kesinlikle depremlere tarih verme imkânımız yok. Ama geçmişte olan depremlere bakarak, depremleri her gün izliyorsanız tahminde bulunabiliyoruz. 2014, 11 Mayısta Saros ve Şarköy’de üç tane, 3’ten büyük deprem oldu. Bu olağanüstü bir şey 3’ten büyük üç tane depremin olması ve şunu dedim ki; ‘Bu normal değil, endişeliyim. Daha büyük bir deprem gelebilir’ ve nitekim yaklaşık iki hafta sonra 6.5 büyüklüğünde bir deprem oldu. Biz depremin kesin tarihini veremeyiz ama bir takım ipuçları ile bunun geleceğini söylüyoruz. Eğer bir bölgede uzun süre hiç deprem olmuyorsa o da bir işaret.  Bu da enerji birikiyor demektir. Bu iki veri ve ayrıca geçmişte olan depremlerin tekrarlanma aralığı, 7 büyüklüğündeki bir deprem aynı fay hattı üzerinde 250 yılda bir tekrarlanıyor” dedi.

“AYVACIK’DA DEPREMLERİMİZ GERÇEKTEN BİR SÜRPRİZ OLDU”

“2017’de Ayvacık’da depremlerimiz oldu ve bu gerçekten bir sürpriz” diyen Perinçek, “Burada doğru dürüst fay yok ama çok sayıda deprem oldu. Yeni bir fay ortaya çıktı belki de. Her şey güzel gidiyor derken bir sürpriz daha yaşadık. 12 Şubat’ta 5.3 büyüklükte bir artçı deprem yaşadık. Aynı şey Manisa civarında da oluyor. Her şey sakinleşirken birden bir bakıyorsunuz 5.3 büyüklüğünde deprem olmuş. Bazı sürpriz oluyor ama yine de yerbilimciler bir takım tahminde bulunabiliyorlar.  1999 Adapazarı depremi, iki yıl önceden haber vermeye başladı çünkü orada iki fay hareket etmeye başlamıştı” şeklinde anlattı.

“BEN ORADAKİ BÜYÜK DEPREMİ GÖRECEĞİM”

Biga, Çan, Bayramiç bölgesinde uzun yıllardır deprem olmadığına dikkatleri çeken Perinçek, bu konuda mutlaka çalışma yapılması gerektiğini söyledi. Perinçek, “Çanakkale civarında Şarköy depremi 1912’de oldu 149 yıl geçmiş. Çok daha önemlisi sürekli uyarıyorum; Biga, Çan, Bayramiç hattında 283 yıldır büyük deprem olmuyor. 7 ve 7’den büyük deprem olmuyor. Çok samimi söylüyorum, ben oradaki büyük depremi göreceğim. O depremi yaşayacağız ve buradaki köylere en kısa zamanda AFAD tarafından eğitim verilmeli, yerel belediyeler bu konuda gayret göstermeli ve ben yetkili olsam hemen Çan civarındaki köylerden başlamak üzere binaları yenilemeye başlarım ama iki senedir bu konuda ne bir eğitim var ne de yenilemek için gayret var” ifadelerini kullandı.

“BOĞAZ KÖPRÜSÜ’NÜ DİKİNE KESEN FAYLAR VAR”

Perinçek, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün bulunduğu alan ile ilgili de bilgi vererek, “Boğaz’ın içinde denizin altındaki faylar şu anda pasif gibi gözüküyorlar fakat üç yıl önce Boğaz’ın girişinde bir takım depremler oldu. O beni endişelendirdi, acaba bu pasif olan faylar aktivite mi kazanıyor diye şüphelendim. Marmara’yı çevresinde dolaşan yeni yollar var. Bunlardan bir tanesi Çanakkale Boğazı’ndan geçecek. Boğaz Köprüsünü yaptığımız alanda dikine geçen faylar var. İstanbul Boğazı’ndaki köprülerde faylar güneyde kalıyor. Çanakkale’de ise Boğaz Köprüsü’nü dikine kesen faylar var. Eğer bunlar bir şekilde aktivite kazanırsa o köprü için endişeler doğuracaktır. Köprünün bulunduğu bölgenin tam altındaki boğazdan iki tane fay geçiyor” diye konuştu.

“RİSKİN ARTTIĞI BİR BÖLGEDEYİZ”

Perinçek, “Çanakkale’nin kuzeyinde Kuzey Anadolu fayının ana kolu var. Hemen güneyimizde Biga’dan Bayramiç’e kadar olan fay hattı var. Daha da Güney’de Gönen, Edremit Körfezi’ne uzanan bir fay hattı var. Yani Çanakkale, İstanbul veya diğer şehirlerden daha riskli bir yerde bulunuyor. Bu yüzden bizim belediye olarak halk olarak çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. Riskin arttığı bir bölgedeyiz. Bina alırken araştırın, zemine bakın. Demir ve çimento yeterince kullanılmış mı, ona bakın. Bize de görevler düşüyor. Sadece işi müteahhitlere bırakırsanız sonucun ne olacağını biliyorsunuz” diyerek arkeolojik kazılarda bulunanlar üzerinde eski çağlara yönelik deprem tarihini anlattı.

“ÇAN İLE İLGİLİ UYARIMIN DA CİDDİYE ALINMASI LAZIM”

“27 Aralık Sivrice’de 4.9 büyüklüğünde bir deprem oldu” diyen Perinçek, “Uzun zamandır burada büyük deprem olmadığı için bu 4.9’luk deprem beni kuşkulandırdı ve çok açık bir şekilde söyledim; ‘burada uzun zamandır deprem olmuyor, Bingöl, Elazığ civarında deprem olabilir’ dedim. Ben mesleğimi çok iyi yapmaya çalışıyorum ve uyarılarda bulunuyorum. Bunlar bir örnek, bu yüzden Çan ile ilgili uyarımın da ciddiye alınması lazım. Orada bir deprem olduğunda çok fazla can ve mal kaybı olabilir” uyarısında bulundu.

HER AKŞAM 5 DAKİKA TÜM TELEVİZYONLARDA DEPREM EĞİTİMİ VERELİM

Perinçek, son olarak depremden korunmak ile ilgili bilgiler vererek, kendi önerisini şu şekilde sundu: “Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir zamanlar öğrencilere verdiği bir bilgi var, çok yanlış. Denmiş ki masanın altına gir, sıranın altına girdi. Tümüyle yanlış. Yapmamız gereken dolapları duvara monte etmek, deprem sırasında yanan şeylerden uzağa gideceğiz. Buzdolabının veya koltuğun yanına ‘hayat üçgeni’ oluşturacak şekilde kıvrılıp o şekilde kendimizi korumaya çalışacağız. Birçok öneri var, ama benim önerim ise bugünden başlamak üzere her akşam 5 dakika tüm televizyonlarda deprem eğitimi verelim. Birçok kamu spotu yayınlanıyor, bunu neden yapmayalım ki? Bunun maliyeti nedir? Özel televizyonlara ve TRT’ye zorunlu tutacaksın, çocuklar uyumadan önce bunun yapılması lazım.” Sunumun ardından Perinçek, panele katılan katılımcıların sorularını yanıtladı.

Kaynak: Boğaz Gazetesi

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Çanakkale turizminin her açıdan geliştirilmesi konuşuldu
Çanakkale turizminin her açıdan geliştirilmesi konuşuldu
ÇOMÜ Stratejik Plan Lansmanı Gerçekleşti
ÇOMÜ Stratejik Plan Lansmanı Gerçekleşti