Birçok farklı şekillerde günümüze kadar gelen efsaneye göre; aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit, Zeus’un oğlu Athena ve Zeus’un eşi Hera, bir düğün sırasında masalarına atılan ve üzerinde “en güzele” yazan elmayı almak isterler. Ancak elmayı paylaşamazlar ve ortaya bir anlaşmazlık çıkar. Zeus, duruma müdahale ederek bu seçimi İda Dağı’nda çobanlık yapan Troya Prensi Paris’in yapmasını emreder. Paris ise, Troya kralı olan babası Priamos tarafından dağlara sürgün edilmiştir. Çünkü kral, kentin mahvolacağına dair bir kehanet görmüştür. Seçimi Paris’in yapacağını duyan Afrodit, Athena ve Hera; Paris’e rüşvet teklif ederler. Paris de Afrodit’in teklifini kabul ederek onu seçer.
TRUVA ATI
Paris, evli olmasına rağmen dünyanın en güzel kadını olduğu söylenen Sparta Kralı Menelaos’un karısı Helen’in yanına gider ve birbirlerine aşık olurlar. Ardından, Helen ve Paris, Troya’ya kaçarlar. Akha ordusu da peşlerinden giderek Troya’yı ve Helen’i almak için yıllarca mücadele eder. Sonunda Odysseus’un aklına parlak bir fikir gelir. Akhalılar, dev tahta bir at inşa ederek askerlerini içine koyarlar. Bu tahta atı Troya’nın kapısına kadar götürüp bırakırlar ve gizlenirler. Akha ordusunun geri çekildiğini ve atı da geri bıraktığını düşünen Troyalılar, atı surlardan içeri alırlar. Askerler atın içinden çıkıp saldırarak Troya’nın ve Paris’in sonunu getirirler. Böylece Paris’le ilgili kehanet gerçekleşmiş olur ve Troya kenti mahvolur.
TRUVA ANTİK KENTİ
Çanakkale Boğazı’nın Asya kıtasında bulunan ve merkeze 25 km. uzaklıktaki Tevfikiye köyü sınırlarında yer alan Troya kenti, binlerce yıllık geçmişi ile dünyanın en bilinen antik kentlerinden biridir. Farklı dillerde Troia olarak yazılan ya da söylenen ismi, Türkçe’de “Troya” olarak kullanılmakla birlikte, Fransızca okunuşu sebebiyle 19. yy’dan beri Truva olarak da bilinir. Troia ve Ilios olarak Ünlü Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarında ismi çok defa geçen şehir, bu destanlarla batının ilk yazılı edebiyat eserlerinde yerini almıştır. Çok çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış Troia (Truva), birçok edebi eser, belgesel ve Hollywood yapımlarına kadar birçok şekilde işlenmiş “Truva Atı Efsanesi” ile dünyaca ün kazanmıştır.
TRUVA TARİHİ
Truva Antik Kenti M.Ö 3000 yıllarında kurulduğu düşünülen Truva’da yapılan kazılarda 9 kültür katının varlığı tespit edilmiştir. Tarih boyunca 9 kere yıkılıp aynı yere kurulan şehir, bin yıllar boyunca çok önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Truva’yı ilk olarak 1868 yılında Heinrich Schliemann, Homeros’un İlyada’sında anlatılanları defalarca okuyup inceleyerek gün ışığına çıkarmıştır. Truva’da yaptığı kazılarla, kentin dünyaca tanınmasını sağlamış ancak buluntuların çok değerli bir bölümünü yurt dışına kaçırarak, hala devam etmekte olan bir yasal sürecin başlamasına neden olmuştur. Yaptığı kazılarla Truva kentini efsaneden gerçeğe dönüştüren ve onu bütün dünyaya tanıtarak büyük bir ün kazanmış olan Schliemann ne yazık ki kazı buluntulardan çok değerli bir kısmını yurt dışına kaçırmış; kaçırılan eserlerin bir kısmı ABD’deki Penn Müzesi ile işbirliği yapılarak 140 yıl sonra Türkiye’ye iade edilmiştir. Ancak Truva’da çıkan eserler, başta Almanya’daki çeşitli müzeler ve Moskova Puşkin Müzesi olmak üzere hala dünyanın 50 farklı ülkesindeki müzelerde bulunmaktadır. Bakanlık, bu eserlerin iadesi için çalışmalara hala devam etmektedir. Doğu ve batı kültürlerinin kucaklaştığı Truva bölgesinde; milli parkı ziyaret ederek savaş kalıntılarını, surları inceleyebilir; mitolojik hikâyeden esinlenerek yapılan tahta Truva Atı’nı görebilirsiniz. “Troy” filminde kullanılan at ise Çanakkale merkezde ziyaret edilebilmektedir.
TRUVA ÖRENYERİ'NE ULAŞIM
Çanakkale’ye yaklaşık 30 km. mesafede bulunana Truva antik kentine, merkezden kalkan Çıplak ve Tevfikiye köy dolmuşları ile ulaşılabilmektedir. Özel araç ile de, Ezine yoluna çıktıktan sonra kuzeye doğru ilerlenmeli; Çıplak köyü istikametinde devam edilmelidir.
YORUMLAR