Çanakkale Belediye Meclisi Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda geçtiğimiz akşam İzmir depremi sonrası tekrar gündeme gelen ‘sosyal konutlar’ konusu damga vurdu. Başkan Ülgür Gökhan, belediyenin sosyal konutlarla ilgili çalışmadığına yönelik çıkan konuşmaları hedef alarak, sosyal konutlar bölgesinin riskli alan ilan edilebilmesi için belediye tarafından yapılan çalışmaları aktardı.
Gökhan, geçtiğimiz seçim döneminde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Çanakkale’yi ziyareti sırasında AK Parti Belediye Başkan Adayı Ayhan Gider ile birlikte yaptığı seçim gezisinde, bu bölgeyi riskli alan ilan edebileceğini söylemesine rağmen, şu anda bakanlığın riskli alanı reddettiğini açıkladı. Çanakkale Belediyesi’nin bu alanı ‘riskli alan’ olarak tanımlanması için her şeyi yaptığını söyleyen Gökhan, bakanlıktan çıkan kararın ‘binaların tek tek yıkılıp, yapılması’ yönünde olduğunu vurgulayarak, belediyenin böyle bir gücü olamayacağının da altını çizdi. Toplantıda Gökhan’ın, “Bakanlık riskli alanı reddetti. TOKİ mi gelir moki mi gelir onu bilemem. Vatandaş kusura bakmayacak TOKİ para isterse, verebilen verecek veremeyen parasını alıp çıkacak. Biz elimizden gelen her şeyi yaptık” sözleri damga vurdu.
Belediyenin Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, konuşmasına İzmir’de gerçekleşen depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek başladı. Yaralıların bir an önce iyileşmesini dileyen Gökhan, İzmir’deki deprem sonrasında Çanakkale’de bulunan sosyal konutların gündeme geldiğini söyleyerek, belli açıklamalarda bulundu. Gökhan, tarih tarih sosyal konutlarla ilgili ne yaptıklarını şu şekilde paylaştı: “2018 Şubat ayında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü aracılığıyla, sosyal konutlar bölgesinin riskli alan ilan edilmesi talebini içeren dosya Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilmiştir. Daha önceden oranın imar plan tadilatı yapılmıştı geçmiş mecliste ve bir proje yarışması yapıldı, o alanla ilgili proje yarışmasında elde edilen konutların tek tek ilgili kişilerle görüşülmek suretiyle, orada yaşayanların da onayıyla, kimin nerede yaşayacağı konusunda insanlarla anlaşılmıştı. Projelerimizi tamamladık, insanlar görüşmelerimizi yaptık ve bakanlığa riskli alan ilan edilme talebini gönderdik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 7 Haziran 2018’de dosya üzerinde teknik düzeltmeler ve ilave analiz talep etti bizden. Kasım 2018’de burada üniversite ile bir protokol yaptık ve üniversitenin raporlarıyla beraber, 2019’un Şubat ayında bu raporlar idaremize teslim edildi. Burada 21 Şubat tarihinde il müdürlüğüne bu eksiklikler tamamlanarak dosya verildi.”
“Sonra 6 Mart 2019 tarihinde değişen mevzuat gerekçe gösterilecek, bakanlığın ilgili yazısı ile Kentsel Dönüşüm Stratejik Belgesinin hazırlanarak 3 ay içerisinde gönderilmesi istendi. Biz çalışmalarımıza devam etmişiz. 8 Nisan’da biz buranın acil bir durumu olduğunu, bu yüzden strateji belgesinin hazırlanmasını beklemeden siz burayı riskli alan ilan edin demişiz. Bakanlık hayır demiş ve strateji belgesini hazırlamadan, bunun değerlendirilmeye alınmayacağını bize söylemiş. Daha sonra 7 Mayıs 2019 tarihinde biz strateji belgesini hazırlanarak, bakanlık bize bildirmiş ve 11 Haziran 2019 tarihinde 30 gün ek süre istemişiz ve Temmuz 2019’da Kentsel Dönüşüm Stratejik Belgesi hazırlanarak, il müdürlüğüne teslim edilmiş ve bakanlığa gönderilmiş.”
“Bu arada seçimler sırasında sayın bakan buraya gelmişti ve sayın bakanın geldiği zaman bir sözü var. Hatta bunu geçtiğimiz gün bir gazete aynen yazmış, ben de okuyayım yazıyı. Sayın Bakan Kurum, seçimlerden 1 hafta önce geldiğinde demiş ki; ‘Biz burada mahalle kültürünü yok etmeden vatandaşlarımızın nefes alacağı, şehre örnek bir proje yapılmasını sağlayacağız. Biz gördük inceledik. Sizin yeriniz zaten çok kıymetli. 4-5 katlı evleriniz, 6-8 kata çıktığı zaman o altlardaki yol üstü ticarethaneler yapıldığı zaman zaten başka bir ihtiyaç yok. Biz de inşallah burayı 1 Nisan itibariyle riskli alan ilan ederiz. Size kira ile ilgili destek veririz. Bu dönüşümü inşallah Ayhan Başkan ile beraber yaparız.’ Ayhan başkan seçilemedi, bakanlık gerisin geri bize sırtını döndü. Buna rağmen, biz riskli alan talebimizi ısrarla sürdürüyoruz ve Kasım 2019’da bu belge her şeyi tamamlayarak bakanlığa gitti.”
“Bu arada 2020’nin başında durumun ne olduğunu sormuşuz, onlar da demiş ki; onay belgesi düzenlenmez, aykırılık bildirilmediği için kabul edildiği bilgi verildi. Yani size aksi bir yazı gelmediği için kabul edilmiştir strateji belgesi. O zaman acilen riskli alan teklif dosyamızın alınması için yazı yazılmış 30 Ocak 2020’de ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 12 Şubat’ta şöyle bir yazıyla bize geri dönmüş; daha önceden teklife konu olan, riskli alan ilan edilmesine gerek olmaksızın 6306 sayılı kanun kapsamında yapıların, riskli yapı tespit edilerek yaptırılarak tek tek dönüşümün mümkün olabileceği bildirilmiş. Yani bakanlık demiş ki; iki de bir riskli alan deyip durma sen bunları tek tek riskli yapı tespit et, bunları tek tek dönüştür demiş. Bizim proje falan hepsi sıfırlandı. Zaten mevcut yapılar belli, mevcut yapıları yık, yap. Müteahhit arkadaşlar var. Biz buna başladığımız zaman yüzde 55’lerle inşaatlar yapılıyordu. İnsanlara şunu demiştik; sizin yeriniz o kadar kıymetli ki, biz burada düzenleme yaparsak siz bir katkıda bulunmaksızın, çünkü adı üstünde sosyal konut, mal sahiplerinin çoğunun borçlanarak ya da para vererek bunu yaptırması mümkün değil, onun için belediyenin yerlerini kattık. Daha sonra bakanlık yüksek katlara müsaade etmeyeceğini söyledi, katları da indiririz dedik. Ama sonunda tek tek bina bina yapın dediler. “
“Şimdi bina bina yapın dediği zaman, bloğu yık depreme dayanıksız diye sonra yık. Sayın bakan da demiş zaten, bunlar 5 katlı, 8 kat yaparsak olur demiş. Buyursun varsa bir müteahhit, gelsin 3 kat verelim, 3 kat karşılığında dönüşsün. Kordon’da yapıyorlar, parası olan dönüştürüyor. Ama bu insanların parası var mı yok mu bilmiyorum. Bana göre yok ama varsa yapacaklar. Yani riskli alanı reddetti bakanlık. Biz bu kadar uğraştık didindik, sonunda geldiğimiz nokta bu. Şimdi hala belediye yapıyordu yapmıyordu, herkes bir laf etmiş. Ben de diyorum ki durum bu. Bakanlık diyor ki bina bina yapın ama bizim belediye olarak bina bina yapabilme şansımız yok. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne gittim. Orada 13 tane tespit yapılmış yapı var. Biz bildireceğiz, siz bununla ilgili çözüm bulmak zorundasınız dedik. Bunu belediyenin üzerinden götüremezsiniz dedik. İnşaat sektörü şu anda zafiyet durumunda. Oradaki insanları daha fazla bekletmenin manası yok. TOKİ mi gelir moki mi gelir onu bilemem. Vatandaş kusura bakmayacak TOKİ para isterse, verebilen verecek veremeyen parasını alıp çıkacak. Biz elimizden gelen her şeyi yaptık. 13 bina ile ilgili de bir çalışma yapacağız. Sayın Bülent Turan ile görüşmek istiyorum, bakanlıkta birlikte bir akıl almak için gideriz.”
YORUMLAR