"Bayram seyran fark etmez! Vaka artışı iyi değil"

Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Şener, koronavirüs vaka sayılarındaki artışa dikkat çekerek, gidişatı iyi olmadığını söyledi.


Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Şener, koronavirüs vaka sayılarındaki artışa dikkat çekerek, gidişatı iyi olmadığını söyledi.

Prof. Dr. Alper Şener, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Bayram seyran fark etmez. Vaka artışı iyi değil. Ağustosta yeni bir vaka sıçraması olabilir. Bunu önlemenin yolu aşı. İlk dozu olanlar, kinci dozu mutlaka olmalısınız. Yoksa ilk doz da boşa gitmiş olacaktır. Sonbahara kadar bu yarış devam edecek. Eğer aşılanma oranı artmaz ise başa döneriz. O zaman da kimlerin kulağı çınlayacak belli” ccümlelerini kurdu.

Vaka sayılarının 8 binin üzerine çıkması ardında katıldığı televizyon programında açıklamalarda bulunan Şener, aşılama hızımız, aşılama tedarik zincirimiz ve aşılama alt yapımız oldukça iyi olmasına rağmen hala vatandaşlarımızın ciddi bir kısmının aşılamaya yönelik tatil ve başka gerekçelerle tereddütler yaşayarak ya da keyfi olarak aşıya ulaşmadıklarını görüyoruz. Dolayısıyla bu vaka artışının çok ciddi bir kısmının aşılanmamış grupta olduğunu biliyorum ben. Aşılanmış grubun içerisinde çok az bir kısmı bu varyant ya da benzeri enfeksiyonlarla karşı karşıya kalıyor. Aşılanmamış olan gruptan hasta sayımızın daha yoğun olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla aşılama hızımızı ve kapsayıcılığımızı arttıramadığımız sürece bu şekilde vaka sayılarında tırmanış kademeli olarak artacaktır diye düşünüyorum.

Delta varyantının bu artışta alakası olduğunu aktaran Şener, “İngiltere ya da Avrupa’nın diğer ülkelerindeki gibi yaygın, dominant olmadığını biliyoruz Türkiye’de. Yavaş yavaş artmaya başladı ama her gördüğümüz vakanın delta varyantıyla enfekte olduğunu söyleyemem. Delta varyantı dışındaki vakalarda da aşısız popülasyonun daha belirgin olduğunu biliyoruz” dedi.

Hastanelerdeki durumun rat olduğunu ve ciddi bir sıkıntı bulunmadığını söyleyen Şener şöyle ddevam etti, “Daha önce yaşadığımız bayram ve kapalı olduğumuz dönemdeki normalleşme süreçlerinden sonra ciddi bir patlama yok. Ama benim korkum şu ki; bu günlük vaka sayılarındaki tırmanış önümüzdeki günlerde özellikle Ağustos ayı içerisinde daha ciddi bir tırmanışa doğru gidebilir. Bayram sonrasında büyükşehirlere yeniden bir göç, yerleşme, transfer, tatili bitenlerin aynı yerlere dönmesi söz konusu olacak. Dolayısıyla aşılı bile olsak her hâlükârda varyant virüslerinin kişiler arasında yayılım hızının, normal virüse göre daha hızlı olduğunu bilerek bilinçli bir şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Kapalı alanlarla maskenin şart olduğunu hatırlatmakta fayda var. Kalabalıkta, açık alan bile olsa bu virüsün hızlı bulaştığını bilmekte fayda var. Delta varyantıyla yeni bir bulaş kavramı tanımlandı ki açık alanda yakın hızlı temas diyoruz buna. Delta varyantının yaygın görüldüğü ya da salgından oluştuğu olgularda, salgın analizi yapıldığı zaman aslında açık alanda bile hiç yan yana oturmamış kişilerin birbirine virüs bulaştırdığı ortaya çıktı. Yapılan analizlerde; yakın alanda 10 saniye gibi çok kısa sürelerde temasta bulunmayla bile virüs yükü yüksek olduğu için delta varyantında kişiden kişiye bulaşın söz konusu olduğu şu anda tartışılıyor. Özellikle Avustralya bu konuda verileri yakın zamanda sundu. Singapur ve Çin’deki analiz de bunun olası olduğunu gösteriyor. Çünkü açık alanda mesafenin korunmasıyla birlikte maskesi temasta çok belirgin bulaşın olmayacağını düşünen bir grup vardı. Bunun delta varyantı için söz konusu olmadığı artık yavaş yavaş dillendiriliyor, yapılan makalelerle.”

Yasakların kalkmasıyla birlikte herkesin hem bayram hem de tatil döneminde normalleşmeyi olabildiğince dolu dolu yaşamaya çalıştığını aktaran Şener, “Bu durum bence bize Ağustos ayı içerisinde bir fatura olarak dönebilir. Bunun dönmesini engellemekte yine elimizde. Bizim yaptığımız, vatandaşlarımızın gözünden kaçırdığı şeyleri tamamlamak ile elimizde. Bunu tamamlamak için de ne yapmak lazım; tatil, bayram bakmadan aşılarımızı bir an önce olmamız gerekiyor. Aşılarla ilgili olan perspektifte ise tereddüttü olabildiğince körüklememek adına olumsuz görüşleri de gündemde tutmamak gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

Sonbaharda dünya genelinde yeni bir dalga beklentisinin, delta varyantının yaygınlaşmasıyla birlikte risklerden bir tanesi olduğuna değinen Şener, “Bu riski aşağıda tutmak elimizde. Aşılama yelpazemizi arttırmamız lazım. Çünkü delta varyantı aşılama yelpazesini en geniş sağlayan İngiltere ve İsrail örneklerinden de bize anlattı ki aslında yüzde 60’lar olmasını ümit ettiğimiz, salgını kontrol altına alacağını düşündüğümüz aşılama yelpazesinin aslında yeterli olmadığını gösterdi. Bunu güncellediğimizde toplumun yüzde 80-85’ini aşılamak gerekiyor. Bunu İsrail, İngiltere ve Çin gündeme aldı. Çin, çoğu alanda artık zorunluluk getirmeye başladı. Sosyal alanlara giriş anlamında baktığınızda, aşılanmamış kişilerin girmemesini, maskesiz iç alanlarda oturulmaması zorunluluğu getirdi. İngiltere bunu eylül ayından itibaren zorunlu hale getireceğini söyledi. Kapalı alanlarda maske, PCR testi ya da aşılanmış olma zorunluluğunu getirdi. Fransa’da yine aynı önlemleri aldı. Çünkü Fransa’nın güneyi şu anda ciddi anlamda büyük bir sıkıntı yaşıyor. Aslında içinde bulunduğumuz Akdeniz havzası ülkelerinin tamamında bu ve benzer sıkıntılar var. İspanya, Portekiz ve İtalya’da bu grubun içerisinde. İtalya, üniversitelerde öğrencilerin okullara girebilmesi için çift doz aşılama zorunluluğunu gündemine aldı. Dolayısıyla Avrupa’nın pek çok ülkesi delta varyantı nedeniyle kapanmadan atlatmaya çalışıyorlar. Bizim de stratejimizin bu olması gerekiyor. Kapanmadan atlatmaya çalışmak bizim elimizde. Aşılama yelpazemizi ötelememiz gerekiyor yoksa  rakamların bu şekilde tırmanmaya gelmesiyle birlikte, tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bizim de kapanmayı gündeme getirmemiz gerekebilir önümüzdeki sonbaharda” dedi.

Bazı getirilen zorunlukların da vatandaşlarda tam tersi tereddütleri tetikleyebileceğini aktaran Şener, “Özendirici faaliyetler uzun zamandı yapılıyor. Cazibe merkezi olabilecek, yaygın alanlarda aşılamanın uygulanması, sosyal medya ve diğer alanlarda sosyal kültürün içerinde yer alan futbolcu ve kulüplerin yer alması… Bir taraftan da ödüllendirici faaliyetler yapılabilir ama bunun sonu yok. Zaman işliyor, bunun için de hem ülkemizin hem milletimizin hem de dünyanın temel anlamda baktığımızda ihtiyaçlarımızı olabildiğince sekteye uğramadan devam ettirme yükümlülüğümüz var. Bu da devlet idaresi ve sorumluluğu içerisinde. Diğer Avrupa ülkeleri de bunlarla ilgili alternatifli durum sunduklarına göre tahmin ediyorum ki kişisel görüşüm; bu yönde bir karar almak yada bir faaliyet içerisinde hareket etmek gerekebilir. Çünkü vaka sayılarının artışı bizim için aslında tedirgin edici bir şey. Çünkü biz bu tabloyu İngiltere varyantı içerisinde yaşadık. Tıpkı aynen böyle geldi İngiltere varyantı da. Sonra Nisan ayının ikinci haftasında 60 bin olgulara çıktı ve artık bütün hayat durdu. Hayatı durdurmamak için yapmamız gereken şe aşılamayı hızlandırmamız lazım” diye konuştu.