Çanakkale’de kaybolan tıp fakültesi öğrencisi aranıyor!

Çanakkale’de 23 yaşındaki tıp fakültesi öğrencisi kayıplara karıştı. Jandarma ekipleri kaybolan gencin bulunması için bölgede arama çalışması başlattı.


Çanakkale’de kaybolan tıp fakültesi öğrencisi aranıyor!

Çanakkale’de 23 yaşındaki tıp fakültesi öğrencisi kayıplara karıştı. Jandarma ekipleri kaybolan gencin bulunması için bölgede arama çalışması başlattı.

Hacettepe Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Kaan Şimşek, ailesiyle birlikte kaldığı Ayvacık ilçesi Kocaköy köyü sahilindeki yazlık evin sitesinde dün akşam saatlerinde basketbol oynadıktan sonra kendisinden haber alınamadı. Geç saatlerde eve dönmeyen çocuklarının durumundan endişelenen Şimşek ailesi durumu jandarmaya bildirdi. Bunun üzerine harekete geçen ekipler bölgede arama kurtarma çalışmasına başladı. Sabaha kadar devam eden arama çalışmalarda, henüz Kaan Şimşek’in izine rastlanamadı. Yerde askeri birlikler ve AFAD ekipleri ile iz takip köpekleriyle, havadan drone kullanılarak yapılan arama çalışmaları devam ederken tıp fakültesi öğrencisi Kaan Şimşek’in ailesi ondan alacağı iyi haber haberi bekliyor.

Oğlunun basket oynayıp yürüyüş yapacağını söyleyip evden ayrıldığını aktaran baba Mükremin Şimşek, “Yürüyüş yapacağım diyerek yanına 2 poğaça 1 su ve muz almış. Ayında da kısa şort varmış. Hava sıcaklığı fazla olduğu için ince bir mont kısa bir şortla bizim site çalışanı tarafından buralarda görülmüş. Ama saat 16:00’dan sonra bir hareket göremedik. Biz eşimle saat 18:45 sıralarında yürüyüş yaparken, aşağıdan top sesleri geliyordu. Orada eşime Kaana’a seslenelim dedim. Eşim de ‘Belki birileriyle oynuyordur, rahatsız etmeyelim çocuğu’ dedi. Saat 19:00’da Beşiktaş maçı var. Oğlum fanatik Beşiktaşlı, maçı kaçırması mümkün değil. Maç başladı, eşime dedim ki Kaan yok. Eşim de, ‘Rahatsız etmeyelim, o bilir ve gelir’ dedi. Tamam dedim. Eşim yemek koydu yemeğimizi yedik ama devre olunca dedim ki burada bir terslik var. Kaan hayatta bu maçı kaçırmazdı, gidip bakacağım ben dedim. Gittim baktım, basket sahasının ışıkları sönmüş zifiri karanlık. Bu dediğim maçın devre arasında yani 19.45’te oldu. Ondan sonra yöneticiyi aradım, durumu anlattım, sonra da jandarmaya bildirdik. Ben sabaha kadar özellikle dağları bu telefonun feneriyle ne taş dibi koydum, ne de kaya dibi koydum, aradım. Seslendim ama sesimi duyuramadım yavruma. Benim yavrum, böyle ters bir hareket yapacak bir çocuk değil. Öyle tahmin ediyorum ki onun iradesi dışında bir olay oldu ama ne oldu bilmiyorum. Telefonu çalıyor fakat cevap yok. Muhtemelen o sürekli müzik dinler, kulaklığı takılıydı ses duyamadı. Ama böyle bizi mahvetti, bizi bitirdi. Eşim zaten perişan durumda. Biz bir evladımızı 17 yaşındak kanserden kaybetmiştik. Benim çocuğum buralarda nasıl bulunamıyor ben hayret ediyorum. Ben dağlara kadar çıktım. Dağlardan yuvarlanacak ne bir kaya var ne de bir engebeli arazi var. Bu yaşımda ben oralara çıktım ve tek tek taradım. Bağırdım, oğlum Kaan diye ama bana ses veremedi çocuğum. Mutlaka bir yerlerde kaldı. Oğlum Hacettepe Tıp’ta okuyor. Yazın hastanelerde staj yaptı. İlk yardım derslerini iyi aldığı için bizlere anlatırdı. Onun için eğer kendi iradesi varsa, kendisini mutlaka koruma altına almıştır benim oğlum. Ama iradesi dışında bir şey olduysa ona da diyecek hiçbir şeyim yok. Ben bütün insanlardan yavrum için dua bekliyorum. Ömrümden ömür gitti. Benim yeşil gözlü, pırlanta gibi bir evladım. Çeşitli hayalleri vardı ama inşallah diyorum, umudumuzu kesmiyoruz. Dualarınızı bekliyorum ben. Yalvarıyorum dualarınızı eksik etmeyim. Çünkü hayırlı bir evlat. Benim 4 tane oğlum var, bu küçükleri. Hepsi pırlanta gibi ama bu bambaşka yavrum benim. Allah’ım bize yardım etsin” dieyerek durumu anlattı.