MasterChef’e Çanakkale Damgası

Ekranların sevilen yemek yarışma programı MasterChef Türkiye, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı özel programında, Cumhuriyetin ön sözünün yazıldığı Çanakkale’de çekilerek yayınlanan program ile adeta ekranlara kilitledi. Şehitler Diyarı Çanakkale’nin tarihi özelliklerinin ekrana yansıtıldığı, üretilen ürünlerin tanıtıldığı programda kentin turizm ve gastronomi yönleri de ön plana çıkarıldı.


MasterChef’e Çanakkale Damgası

Ekranların sevilen yemek yarışma programı MasterChef Türkiye, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı özel programında, Cumhuriyetin ön sözünün yazıldığı Çanakkale’de çekilerek yayınlanan program ile adeta ekranlara kilitledi. Şehitler Diyarı Çanakkale’nin tarihi özelliklerinin ekrana yansıtıldığı, üretilen ürünlerin tanıtıldığı programda kentin turizm ve gastronomi yönleri de ön plana çıkarıldı.

MasterChef Türkiye'de 11. haftanın dokunulmazlık oyunu Çanakkale'de oynandı. Oyun öncesi yarışmacılar Çanakkale'de, bağımsızlığımızın temelinin atıldığı savaş meydanlarını gezdi. Şehitler Diyar Çanakkale’den kesitlerin verildiği anlarda tıpkı yarışmacılar gibi ekranları başındaki izleyiciler de duygulu anlar yaşadı. Çanakkale Şehitler Abidesi ile 57. Alay Şehitliği, Conkbayırı başta olmak üzere Tarihi Alanı gezen siperlerde yürüyen yarışmacılar Çanakkale Ruhu’nu yaşama imkanı buldu. İki takımın yarıştığı programın menüsünde yarma buğdaylı çorba, akivades Çanakkale kabuklusu, hindibağ salatası, Çanakkale palamut pilakisi, Bozcaada kalamar dolması, ıtır otlu Çanakkale sütlacı yemekleri yer aldı.    

Tadımları ise Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Genel Sekreteri Sema Sandal, TÜRSAB Çanakkale Körfez Bölge Temsil Kurulu (BTK) Başkanı Ahmet Çelik, işadamı Niyazi Önen, Ertuğrul Sürgit, Derya Tahsildaroğlu, Çanakkale Sofrası kitabının yazarı Ece Taştan,  Osman Demirci, Otelciler Birliği Çanakkale Temsilcisi Mehmet Satar, ÇOMÜ Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Pof. Dr. Ferah Özkök yaptı.

Programa katılan Vali İlhami Aktaş yaptığı açıklamalarda, “Cumhuriyetimizin Kuruluş yıldönümü olan 29 Ekim’de Cumhuriyetin ön sözünün yazıldığı, başlangıcının temellerinin atıldığı  bu coğrafyada, bu programın çekiliyor olması  ayrıca bir anlam katıyor.  Çanakkale savaşları, Çanakkale’de verilen mücadele, mermilerin havada çarpıştığı, süngülerle birebir çarpışmaların yaşandığı, iman gücü ile vatan millet sevdası ile bütün bunların başarılabileceğini sadece bize değil tüm dünyaya öğretmiş olan bir savaş.  O kadar gelişmiş, sayıca ve teknik olarak üstün milletlerin, bu vatan-millet sevgisi  gücünün altında nasıl hezimete uğradığını gösteren savaşlar.  Çanakkale Seyit Onbaşıların, Yahya Çavuşların, Mehmetçiğin babası Mehmet Çavuşların memleketi ve şehit kanları ile sulanan bir coğrafyadayız.  Bu vesile ile şehitlerimizi de rahmetle yad ediyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarını, şehirlerimizi, gazilerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Hayatta olan gazilerimize de sağlıklı uzun ömürler diliyoruz.  Bugün Kardeş devletimiz Azerbaycan’da da bir destan yazıyoruz. Kalbimiz onlarla beraberdir. Yıllardır işgal altındaki topraklar tekrar olması gerekenlerle buluşuyor.  Bu programın burada çekilmiş olması, özellikle gençlerimiz, insanlarımız seyrederken hem Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarına, hem de 105 yıl önce bu topraklarda yaşanan Çanakkale savaşı yıllarına gidecekler. Hem Çanakkale’mizin tanıtımı, hem de tarihimizin tekrar gözden geçirildiği, Mehmet Akif Ersoy da dahil olmak üzere bir çok kahramanın memleketi olan Çanakkale tarihi ile ilgili bu program sayesinde bir parantez açmış olacağız inşallah. Çanakkale çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir şehir.  Tarımı ve gastronomisi ile de öne gelen bir şehir.  Çanakkale’de 110’un üzerinde tarım ürününün yetiştirildiği, sadece çayın yetişmediği diğer tüm ürünlerin yetiştirilebileceği bereketli, verimli topraklar üzerine kurulu şehrimiz.  Çanakkale Domatesiyle, kapya biberiyle,  sardalyası ve deniz ürünleri olsun, tarım ürünleriyle olsun, hayvancılığıyla, Ezine Peyniriyle özdeşleşmiş, Gökçeada’mızdaki ve Kazdağlarındaki kuzuları ile özdeşleşmiş bir şehrimiz. Bu anlamda tarımsal alanda Türkiye’nin en büyük depolarından birisi” dedi.