Sarıçay için sözü olan herkese davet!

Çanakkale Kent Konseyi Sarıçay Islahı Çalışma Grubu tarafından düzenlenen toplantılarda kentin göz bebeği Sarıçay için neler yapılması gerektiği görüş ve önerileri tartışıldı.


Sarıçay için sözü olan herkese davet!

Çanakkale Kent Konseyi Sarıçay Islahı Çalışma Grubu tarafından düzenlenen toplantılarda kentin göz bebeği Sarıçay için neler yapılması gerektiği görüş ve önerileri tartışıldı.

Sarıçay Islahı Çalışma Gurubu kolaylaştırıcısı Ali Kamalı ve çalışma grubu üyelerinin özverileriyle gelişen süreç kapsamında konuyla ilgili olan kamu kurumları, dernekler, odalar ve tüm ilgililere davet yazıları çıkartıldı. 17 Ekim 2019, 7 Kasım 2019, 28 Kasım 2019, 26 Aralık 2019 tarihlerinde Çanakkale Kent Konseyi toplantı salonunda, 19 Aralık 2019 Deniz Ürünleri ve Küçük Balıkçıları Koruma Derneği lokalinde toplantılar yapıldı. Toplantılarda; Çanakkale Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü, Yat Limanı sorumlusu,  Emlak ve İstimlak Müdürlüğü, Belediye Meclis üyesi, Çanakkale Onsekiz Mart üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Mimarlık Bölümü, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Sağlık İl Müdürlüğü Çevre Sağlığı Şubesi, Çanakkale Boğaz Komutanlığı, TEMA Çanakkale Temsilciliği, mahalle muhtarları, BARDER, spor kulüpleri temsilcileri, esnaflar, Çanakkale Kent Konseyi meclisleri, Deniz Ürünleri ve Küçük Balıkçıları Koruma Derneği, Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu, Atikhisar Barajı Koruma ve Yürüyüş Derneği, Barbaros spor kulübü, ilgililer, gönüllüler bir araya geldi.

Sarıçay Islahı Çalışma Grubunun gerçekleştirdiği olduğu toplantılar, kurum ziyaretleri, saha incelemeleri, akademik araştırmaların bir çıktısı olarak ara rapor hazırlandı. Sonuç raporun hazırlanması sürecinde tüm ilgililerin katılması beklenen toplantılara ışık tutması ilham olması amaçlanarak, Sarıçay sorununun ortak akıl ile çözüme kavuşması hedeflendi.

Konuyla alakalı yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Bölgenin beşinci büyük akarsuyu olan Sarıçay Kazdağları’ndan doğmaktadır. Uzunluğu 40 km’dir. Kirazlı Dağı, Aladağ ve Kayalı Dağı’ndan gelen dereler ile beslenip kent merkezinden geçen Sarıçay, Çanakkale Boğazı’na dökülmektedir. Sarıçay hem doğal yapısı hem de tarihi süreçlerde kentin gelişiminde bir ticaret ve çekim noktası olması itibari ile hem kent halkı açısından hem de ziyaretçiler açısında son derece önemli bir alandır. Kenti ikiye bölen bir su kaynağı olarak Sarıçay’ın bakımsızlık, yanlış alan kullanımları ve bütüncül bir bakış açısı ile şimdiye kadar değerlendirilememesinden dolayı kente, kentlilere ve ziyaretçilere yeterli hizmet veremeyen, çekim noktası özelliğini sağlıklı bir şekilde yürütemeyen, adeta kaderine terk edilmiş bir alan görünümüne hızla büründüğü bir gerçektir. Sarıçay’da zaman zaman kıyı düzenlemeleri ve ıslah çalışmaları yapılsa da bu çalışmaların bütüncül bir planlama çerçevesinde olmadığı için birbirinden kopuk bir şekilde sürdürüldüğü göze çarpmaktadır. Çalışma süresince Sarıçayla doğrudan ilgili bazı kurumların süreçte yer almaktan imtina ettikleri gözlemlenmiştir. Aşağıda yer alan tespit çalışmalarının gelişebilmesi için kentteki tüm ilgililerin konuya sahip çıkması ve çalışmalarda yer alması büyük önem taşımaktadır. Sarıçay için, kentin geleceği için sözü olan herkesi birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Çalışma grubumuzun belirleyeceği ve duyuracağı toplantımıza katkılarınızı bekliyoruz.”

“SARIÇAY’IN KAYNAĞINDAN İTİBAREN KORUNMASINI HEDEFLEYEN BÜTÜNCÜL PROJELER HAYATA GEÇİRİLMELİDİR”

Toplantılarda öne çıkan başlıklar ise şöyle sıralandı; “Sarıçay’ın ıslahı acilen yapılmalı uzun süreli koruyucu önlemler alınmalıdır. Sarıçay yatağı boyunca alüvyonların birikimini önleyecek setler, çaya gelen alüvyonlu toprak dolu malzemelerin engellenmesi için de çökelti havuzları yapılmalıdır. Ancak bu şekilde Sarıçay’ın doğal, tarihi ve kültürel özelliklerinin korunabileceği ve gelecek nesillere aktarılabileceği bir gerçektir. Aksi takdirde kent son derece önemli bu su kaynağını ve doğal yapıyı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Sarıçayın ile deniz ile buluştuğu noktada, denizden çay yatağına gelen dolgu malzemesinin gelişinin önüne geçilmesi için çalışmalar yapılmalı, önleyici tedbirler alınmalıdır. Bu tedbirler sadece bu su kaynağı ve yatağını korumakla kalmayacak aynı zamanda kentimizde sıklıkla ve güçlü meydana gelen lodos fırtınaları sebebiyle Çanakkale’nin sembol yapıları olan ve kentsel koruma alanı içerisinde yer alan tarihi Çimenlik Kalesi ve Efrad okulu kalıntılarını da akıntının neden olduğu tahribatlar neticesinde doğal kaynaklı sebeplerle hasar almasının ve hatta yok olmasının da önüne geçilmesini sağlayacaktır. Sarıçay yatağı bölgesindeki köyler ve şehir merkezi içerisinde kalan yatak boyunca teknik incelemeler yapılmalı, kanalizasyonun karışıp karışmadığı tespit edilmelidir. Kanalizasyon kaçaklarının tespitin olduğu yerlerde önleyici tedbirler alınmalıdır. Sarıçayın kirliliğinin önüne geçebilmek için “Bio filtreler” uygulanmalıdır. Suyun kirliliğini oluşturan faktörler ortadan kaldırılmalıdır.  Doğal filtre görevi yapan organizmalarla, bitkilerle çayın temizliği sağlanmalıdır. Sarıçay yatağı boyunca özellikle kent merkezine yakın bölgelerde devam eden imar çalışmalarıyla ortaya çıkan moloz ve atık malzemelerinin Belediyenin ruhsatlı atık sahasın olmayışı sebebiyle; taşkın yatağı içine döküldüğü görülmektedir. Ruhsatlı atık sahasının edinilmesi gerekmektedir. Bu edinildikten sonra mevcut taşkın yatağındaki hafriyat ve atıkların da o sahaya nakledilmesi gerekmektedir. Bu sebeple Sarıçay’ın kaynağından itibaren korunmasını hedefleyen bütüncül projeler hayata geçirilmelidir. Onlarca yıldır Sarıçay’da bağlı bulunan ancak taşkın yatağı yönetmeliği sebebiyle bağlı bulunmaması gerektiği söylenen tekneler için AB standardında balıkçı barınağına ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir.  Tekne sahipleri ve derneklerle, ilgili kurumlarla görüşülerek uygun yer bulunmalıdır. Zor şartlarda teknelerini Çaya bağlamak zorunda kalan ve alternatifi bulunmayan tekne sahiplerinin sorununu çözecek projelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Kentin bir kıyı kenti olduğu unutulmamalıdır. Bu sebeple suya ve kıyıya herkesin ulaşabilmesi, kullanabilmesi son derece önemlidir. Nüfusu artan Çanakkale’de kıyı kullanımına ihtiyaç da aynı oranda artacaktır. Sarıçay hem bir su kaynağı olarak hem de kentin merkezi bir alanını deniz ile buluşturan özelliği ile bu kıyı kullanımına önemli katkılar yapacaktır. Bu potansiyelin de değerlendirilmesi ve suyun aktif kullanımı için de projeler geliştirilmesi gerekmektedir. Sosyo-kültürel ve ticari amaçlarla kullanılabilecek Çay’ın kentin kültürel ve ekonomik gelişimine de katkısı büyük olacaktır. Sarıçay ve çevresinin gerekli alt yapı ve donanımı sağlanarak, yapısal yoğunluk düzenlenmeli ve kıyı mekanına hareket kazandıracak, toplumun her yaş ve meslek grubunun yararlanabileceği, sosyal ve kültürel yaşantıyı geliştirecek mekanlar oluşturulmalıdır. Bu mekanların oluşturulması hem önemli bir ihtiyacı karşılayacak hem de kentsel yaşam kalitesini arttıracaktır. Kentin Kordon bölgeleri ile (Eski ve Yeni Kordon) bütünleşen, İsmetpaşa mahallesinde yeni oluşan yerleşim alanı bölgenin şehir merkezi ile bağı oluşturularak kentliler için alternatif sosyal ve kültürel kullanım alanı sağlanmalıdır. Bölgenin turizm potansiyeli olmasına rağmen kullanılamadığı tespit edilmiştir.  Çimenlik Kalesiyle birlikte turizm gezi aksına giriş kapısı olacak şekilde Efrad okulunun restorasyonu ve Çimenlik Kalesi bağlantısıyla birlikte kente gelen turistlerin gezi rotasının belirlenmesi turizmin gelişmesi açısından önem arz etmektedir. Kentin kuruluşundaki ilk nokta olan Çimenlik Kalesi ile Sarıçay’ın deniz ile buluştuğu son nokta olarak çakışması bu turizm kapasitesi için de ayrıca çok önemli bir şans doğurmaktadır. Dolayısıyla, Sarıçay’ın korunması, rehabilitasyonu ve sağlıklı bir şekilde işlevlendirilmesi bu tarihi niteliğinin de korunması ve sürdürülmesi anlamına gelecektir. Bu sebeple Sarıçay’ın rehabilitasyonu ve işlevlendirilmesi projesi aynı zamanda kentin tarihi ve kültürel kimliğini de koruma misyonuna sahip olacaktır. Rekreasyon alanlarının yetersizliği, yürüyüş yolları ve yeşil alanın azlığı göze çarpmaktadır. Spor alanları arttırılmalı, Sarıçay’ın kuzey ve güney kıyısı boyunca birbiri ile ilişkili yaya ve bisiklet yolları tasarlanmalıdır. Kullanıcıların rekreasyon amaçlı aktivitelerini gerçekleştirebildikleri, dinlenme, gezinti, spor ve çocuk oyun alanları gibi kentsel mekanlar oluşturulmalıdır. Kültürel aktiviteler kapsamında; kıyının niteliklerine bağlı olarak, festival alanları düşünülmeli ve kıyı buna göre yeniden işlevlendirilmelidir. Yapılacak projenin her yaştan insanın kullanımına uygun olması gerekmektedir. Hem çocukların, hem yetişkinlerin, hem yaşlıların hem de çeşitli engelleri (yürüme, görme vd. engelleri olan insanlar) olan bireylerin rahatlıkla kullanabileceği mekanlara ev sahipliği yapmalıdır. Bu açık alanlar ve rekreasyon alanları içerisinde kenti tanıtan, Sarıçay’ın kent için önemini anlatan bilgilendirici levha ve anıtların olduğu mekanlar da düşünülmelidir. Ayrıca çeşitli sanat faaliyetlerinin (resim, heykel, müzik vb.) yürütülebileceği sanat sokakları ve benzeri açık-kapalı mekanlar oluşturulmalıdır. Sarıçay’ın kıyısında yer alan eski palamut depoları tekrar canlandırılmalıdır. Restore edilerek işlevlendirilmelidir. Depolar; heykel-seramik atölyeleri, kafe ve restoran olarak turizm ve sanat için kullanılmalıdır. Sarıçay kıyı mekanı tarih ve turizm aksı olarak planlanmalıdır. Sarıçay kıyı alanına, Çanakkale kentini temsil eden, tarihsel ve kültürel değerlerin korunduğu bir imaj kazandırılmalıdır. Doğal, yapay ve sosyal çevre bir bütün içinde alınmalı, görsel açıdan nitelikli mekanlar oluşturulmalıdır. Kötü olan fiziki görüntü iyileştirilmelidir. Kent merkezi içerisinde yoğun yerleşim alanlarının ortasında kalan gürültü ve görsel kirlilik kaynağı konumundaki Küçük Sanayi Sitesi uygun yere taşınmalıdır. Pazar yerinin kentin ihtiyacını karşılayıp karşılamadığı, yeterliliği tartışılmalıdır. Yeni ve çok katlı bir Pazar yeri konusu kamuoyunda tartışılmaya başlanması yararlı olacaktır. Bölgede yapılacak tüm çalışmalar taşkını engelleyici bir bent oluşturmayacak şekilde düzenlenmelidir.”