“Salgın bizi kontrol etmediği zaman kazanırız”

Koronavirüs salgınında Türkiye’de normalleşme süreci devam ederken, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Şener yaptığı açıklamada; “Salgın bizi kontrol etmediği zaman kazanırız” dedi.


“Salgın bizi kontrol etmediği zaman kazanırız”

Koronavirüs salgınında Türkiye’de normalleşme süreci devam ederken, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Şener yaptığı açıklamada; “Salgın bizi kontrol etmediği zaman kazanırız” dedi.

11 Mart’tan bu yana yürütülen özverili çalışmalar ile koronavirüs salgınıyla başarılı bir mücadelenin sonrasında 1 Haziran’da normalleşmeye geçilen dönemde tedbirler ve uyarılar da devam ediyor. Özellikle işyerlerinin açılması ve seyahat kısıtlamasının kalkmasıyla birlikte sokaklarda daha çok yoğunluk oluşmaya başladı. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca başta olmak üzere vatandaşlara yönelik uyarılar da sürüyor. Türkiye’nin günlük koronavirüs tablosunu her gün kamuoyu ile paylaşan Bakan Koca, virüsle mücadele yöntemlerinde tedbirin önemine dikkat çekerken, sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına özen gösterilmesini de istiyor. Ancak kurallara ne kadar uyulduğu ise sokaklara yansıyan manzaralarda zaman zaman endişee verici boyutlara ulaşabiliyor.

ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Şener, bu doğrultuda yaptığı açıklamada salgının bizi kontrol etmediği zaman kazanan taraf olabileceğimiz aktardı. Şener açıklamasında, “Neden önlemler alıyoruz? Ölüm oranlarını azaltmak için. Türkiye şuan da en düşük mortaliteye sahip üç ülkeden biri. Türkiye’de sağlık hizmeti aksamaması için; Geriye dönük baktığımızda salgın süresince sağlık hizmetine ulaşımda ve kalitesinde bir aksama olmadı. Türkiye kritik hasta bakımının özellikle yoğun bakım yataklarında tıkanmaya yol açmaması için; Yoğun bakım yatak sayısında tıkanma olmadı. Türkiye’de seyahat yasağı, sokağa çıkma yasağı, dolaşan virüs yükünü azaltmak-hasta sayısını düşürmek için; Geriye dönük bakıldığında özellikle sokağa çıkma yasakları ve seyahat yasağı en etkili olanlar gibi duruyor. Çünkü bu önlemlerden sonra vaka sayısında ciddi düşüş olmuş. ‘Önlemler ne kadar etkin ve gerekli?’ En tartışmalı kısım burası. Çünkü kısıtlamalar ile doğal bağışıklığı kontrol altına almak istiyorsunuz, ölüm ve hasta yükünü azaltmak için. Ama serbest bıraksanız bile istediğiniz oranda toplumun genelinde bağışıklık var mı? Yasakları uygulayan ülkelerde bağışıklık oranları %2,5-5 arasında uygulamayanlarda %15’lerde Geriye her durumda çok duyarlı bir grubumuz var. Buda olası ikinci, üçüncü- dalgalarda hasta sayınızın yüksek olacağı anlamına geliyor. Önlemler devam ettikçe diğer sağlık sorunları (özellikle 65 yaş) ve işin ekonomik yönü ağır basıyor. Ardından psikolojik ve sosyolojik dengeler alt, üst oluyor. Bunları düşünmeden bir salgını kontrol altına alamazsınız” dedi.

“HIZLI GİDERSENİZ SAVRULURSUNUZ, YAVAŞ GİDERSENİZ DEVRİLİRSİNİZ…”

Tüm bu faktörleri düşünerek sahayı iyi okuyarak karar vermek gerektiğine dikkat çeken Şener, sahadan kişisel gözlemlerini şöyle sıraladı; “Hastalık tablosu artık daha hafif seyrediyor. Tanı alan hasta sayısı azalıyor, test yüzde pozitifliği oranı ispatı. Salgın süresince çalışan sağlık personelinde yavaş yavaş tükenmişlik başladı. Salgın nedeniyle çalışamayan, dışarı çıkamayanlarda artık ikincil sağlık sorunları, tedavi aksaması ve psikolojik, sosyolojik sorunlar baş göstermeye başladı. Sonuç; çok zorlu bir süreci atlattık. Devamında dengeleri gözeterek planlama yapmak gerekli, bisiklete binmek gibi. Hızlı giderseniz savrulursunuz, yavaş giderseniz devrilirsiniz…”