“Öngörüye göre Haziran ayının rahat olacağını düşünebiliriz”

İTÜ Doğa Koleji Çanakkale Kampüsü lise öğrencilerine, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Doç. Dr. Alper Şener COVID-19 Koronavirüs hakkındaki gelişmeleri canlı yayında bilgi verdi.


“Öngörüye göre Haziran ayının rahat olacağını düşünebiliriz”

İTÜ Doğa Koleji Çanakkale Kampüsü lise öğrencilerine, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Doç. Dr. Alper Şener COVID-19 Koronavirüs hakkındaki gelişmeleri canlı yayında bilgi verdi.

İTÜ Doğa Koleji Çanakkale Kampüsü lise öğrencilerinin sorularını da cevaplayan Doç. Dr. Alper Şener, aynı zamanda virüsün şu andaki durumu hakkında da bilgi verdi. Şener, “2020 11 Mart’tan bu zamana kadar olgular görülmeye başladı. Çanakkale’de ise Mart’ın 23’ünden bu zamana koronavirüs olguları ile karşılaşmaya başladık. Koronavirüs’ün bulguları ateş, solunum sıkıntısı ve nefes darlığı daha çok görüyoruz. Bu viral bir enfeksiyon, tıpkı grip gibi bulaşıyor. Ama Koronavirüs’ü gripten ayıran şey bulaştırıcılığının yüksek oluşu” şeklinde konuştu.

“ASLINDA KORONAVİRÜS KIŞ AYI ENFEKSİYONU”

“Hastalık yükü çok fazla, bir anda ortaya çıkan bir salgın” diyen Şener, “Grip, belli aralıklarla kış döneminde karşı karşıya kaldığımız bir viral enfeksiyon. Hastalık yükü Koronavirüs’te fazla olduğu için ne yazık ki kış aylarını geçti. Aslında Koronavirüs kış ayı enfeksiyonu, her kış karşımıza çıkan virüslerden bir tanesi. Farklıları var, doğada olan virüs insanlara sıçradı ve şimdi insanlar arasında dolaşmaya başladı. İnsanlar üzerinde yeni bir virüs olduğu için öldürücülüğü yüksek. Her 10 vakadan bir tanesi ölümle sonuçlanıyor” diye anlattı.

“BOĞAZDAN ALINAN ÖRNEKLE BU MİKROBU ARAŞTIRMAYA BAŞLIYORUZ”

65 yaş üstü grubun, 40 yaş altı yandaş hastalığı olan grubun ve her yaş grubundaki sigara içenlerde ölümle sonuçlanma ihtimalinin yüksek olduğunu hatırlatan Şener, “Ateş, solunum sıkıntısı ve kuru öksürük olduğu zaman Çanakkale özeline baktığımıza, pandemi hastanesi eğitim ve araştırma hastanesi konumunda acil servise başvurmamız gerekiyor. Acil servise başvurduğunuzda boğazdan alınan örnekle bu mikrobu araştırmaya başlıyoruz. Sonucu ertesi gün çıkıyor ama hastada ciddi solunum sıkıntısı varsa tomografi çektiriyoruz. Tomogrofide Koronavirüs’ün tipik bulguları varsa hastayı yatırarak ya da ayaktan tedaviye karar veriyoruz” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’DE OLGU ARTIŞ HIZI KIRILDI”

Şener, salgının ne zaman biteceğine ilişkin sorulan soruya şu yanıtı verdi: “Salgının Türkiye genelinde yaygınlaşması azaldı. Haftalık olgu sayısı anlamında baktığınızda, olgu hızında azalma var. Her ne kadar bakanlığın deklare ettiği rakamlara baktığında insanlar ‘Bugün de 4 bin olgu olmuş’ diyor ama 4 bin olgu 80 milyon nüfus içerisinde düşük bir rakam. Türkiye’de olgu artış hızı kırıldı. Pik değer bekliyoruz, önümüzdeki iki-üç hafta içerisinde ulaşacağız. Maksimum değere ulaştıktan sonra ya bundan sonra çözünerek ya da bir anda ortadan kaybolacağını düşünüyoruz. Öngörüye göre Haziran ayının rahat olacağını düşünebiliriz. Virüs ile ilgili bilgiler de Haziran ayında değişmeye başlayacak çünkü ne olursa olsun bu bir kış virüsü. Ortam sıcaklığı 30 derecenin üstüne çıktığı zaman her türlü bulaştırıcılığı azalıyor. Azaldığı için virüsün enfeksiyon zinciri kırılacak ve virüsün dolaşan yükü azalacak. Yaygınlaşmış olgular görmemeye başlayacağız. Düşündüğümüz şey şu; bu senenin Kasım ayına kadar, yaz aylarında uyku periyoduna geçecek virüs. 2020’nin Kasım ayında tekrar karşı karşıya kalacağız ama bu defa olgu sayısı bu kadar fazla olmayacak ama grip olguları her halükarda fazla olacak. 2022 yılından itibaren de normal grip sezonu içerisinde, tıpkı grip virüsü gibi karşılaştığımız bir virüsle karşı karşıya olacağız. 2022’den sonra normal domuz gribi ya da kuş gribi nasılsa Koronavirüs ile ilgili karşılaşacağımız olgular da o sıklıkla görülecek.”

“17 YAŞ ALTI ÖLÜM YOK”

Dünya üzerinde genç nüfusa yönelmenin iki farklı sebebi olduğunu belirten Şener, “Birincisi, genç nüfus bu virüsü alıyor, boğazında uzun süre bulunduruyor, hiçbir bulgu vermiyor. Bu açıdan baktığımızda enfeksiyon zincirini kırmak açısından önemli. Türkiye bunu yaptı, 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı var şu anda. O kişiler bu virüse sahip ama aynı zamanda virüsü yayma potansiyeline de sahip. Bu grubu ayrı değerlendirmek lazım çünkü bu grup hem virüsü yayıyor hem de bağışıklık geliştirdikleri için virüsün enfeksiyon zincirini kıracaklar önümüzdeki birkaç yıl içerisinde. Bu grup özel değerlendirilmesi gereken grup. Bunun dışından genç ölümler yani 17 yaşın altında görülen ölümlerde virüse sahip olan hastalarda mutlaka yandaş hastalık var. Normal sağlıklı 17 yaş altı ölüm yok dünyada. Bunu yanlış yorumlamamak lazım” şeklinde konuştu.

ELDİVEN KULLANMAK SAĞLIKLI DEĞİL

Lateks eldiven kullanımının sağlıklı olup olmadığını soran bir öğrenciye ise Şener, sağlıklı olmadığını söyleyerek, “İkin şeyden dolayı sağlıklı değil; birincisi gereksiz bir güven oluşturuyor. Kişi farkına varmadan eldivenle cansız yüzeyden aldığı mikrobu saçına yüzüne bulaştırabilir. İkincisi, eldivenin para gibi ekipmanlar üzerinden virüsün yayılmasını hızlandırdığı gösterildi. Bu yüzden kesinlikle eldiven kullanmak sağlıklı değil. Eldivenin sadece sağlık personelinin, hastanede hastaya girişim yaparken kullanması gerekiyor. Bunun dışında gündelik hayatta kullandığınız eldivenin yararından çok zararı olabilir” diye anlattı.

Kaynak: Boğaz Gazetesi