"Koronavirüse karşı ortaya koyduğumuz dayanışmanın dünyada neredeyse örneği yok"

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı.


Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı.

Açıklamasında özellikle 65 yaş üzerindeki vatandaşlara seslenen Bakan Koca, en güvenilir çözümün evde kalmak olduğunu söyledi. Bakan Koca açıklamalarında şu ifadelere yer verdi; “Koronavirüsün dünyada ortaya çıkışının üzerinden 104 gün geçti. Ülkemizde ilk vaka 10 Mart’ta görüldü. Süreci yakından izliyorsunuz. Dün akşam saatlerinde bugüne dek tespit edilen vaka sayısını açıkladım, son 24 saatin bilgilerini verdim. Şüphelilerin takibinde testlerin hızla yapılmasında, tanık olan hastaların izole edilip tedavi altına alınmasında titiz davranıyoruz. Buna ilk hastamızın temas çevresinden başlamıştık. Sonraki hastalarımızda bu prensibi katı bir şekilde uyguladık. Mücadelede çok ciddi bir deneyim kazandık. Sonuçları daha hızlı öngörüyoruz. Olayları takip etmek yerine, artık olasılıklara bakarak ön kesmeye çalışıyoruz. Dün itibariyle toplam test sayısı 20 bin 345'ti, tanı sayısı 1236 olmuştu. Kaybettiğimiz hasta sayısı ise 30. Kaybettiğimiz 30 hastanın her biri ileri yaşlardaydı ve kovid19'a eşlik eden başka hastalıkları da bulunuyordu. Bünye olarak dirençleri zayıftı. Bu ölümlerin sebebi doğrudan onların yaşları değil. İleri yaşlarda kaçınılmaz olan başka hastalıkların tabloda ağır bir yer tutmasıdır. Büyüklerimize seslenmek istiyorum. Onların koronavirüsten etkilenmemeleri konusunda bizler sorumluluk sahibiyiz. Bu toplumun sizin hayat tecrübenize ihtiyacı var. Ailelerinizin size ihtiyacı var. Hayat yolculuğunda evlatlarınızın vereceğiniz tavsiyelere ihtiyacı var. Torunlarınızın sevgi ve ilginize ihtiyacı var. Bunları hastayken yapamazsınız. Yapmak isteyip daha yapamadığınız kaç şey olduğunu düşünün. Onları ağır bir hastalığa yakalanmışken yapamazsınız. Sizin öğütlerinize ihtiyacımız var. Ama siz de bu seferliğe mahsus bu öğüdü kabul edin. Önünüzdeki zamanı riske atmayın. Tedbirleri uygulaması en kolay kişiler sizlersiniz. Bugünlerde size karşı hassasiyeti yüksek olan yalnız kendi evlatlarınız değil. Bu hassasiyeti bütün toplum paylaşıyor. Dünyayı etkileyen bu salgında mümkün olduğu kadar az kayıp vermek istiyoruz. Bu durumu birlikte atlatmak istiyoruz. Tedbir alıyoruz. Evden çıkmanız bir süreliğine kısıtlandırıldı, bu kurala uyun. Koronavirüse karşı verdiğimiz mücadelenin dünyadaki benzerlerinden baştan beri çok farklı olduğunu önceden de söylemiştim. Şimdilerde ortaya çıkan ve gurur duyacağımız bir gerçek daha var. Koronavirüse karşı ortaya koyduğumuz dayanışmanın dünyada neredeyse örneği yok. Devlet sorumluluk paylaşımı önermeden toplum birçok gereği kendiliğinden yerine getiriyor. STK'lar sorumluluk alıyor. Kültür dünyası, iş dünyası, bilim insanları bu mücadelenin aktörleri haline geliyor. Medyamız bilgiyi doğru kararlardan alma ve aktarma konusunda çok dikkatli. Felaket tellallığı yapan kimilerine de toplum olarak prim vermiyoruz. Zamanı mümkün olduğu kadar evde geçirme çağrımız giderek karşılık buluyor. Mücadelemiz endişe baskısından, karartılı havadan çıkıyor, canlılık ve enerji kazanıyor. Korkuya teslim olmuş bekleyişin yanlış olduğu yavaş yavaş görülüyor. Gücümüz hayata bağlılıktan alacağımız anlaşılıyor. Bu böyledir. Hayatı korumanın yolu korkuya teslim olmak değil, hayata bağlılıktır. Kadınlar tedbir konusunda adeta ikna kahramanlarımız. Çocuklarımızsa bu mücadelede büyüklerine ve çevrelerine karşı tüm kozlarını kullanıyor. Bu dönemde sağlık personelinin ek ödemelerini iyileştirme çabası içindeyiz. Neredeyse bir güvence değerinde kadromuza 32 bin personel dahil ediyoruz. Sağlık çalışanlarımızla ilgili bu hassasiyetlerde en üst düzey dikkat sahibinin sayın Cumhurbaşkanımız olduğunu özenle belirtmek istiyorum. Kendisine ve Maliye Bakanımıza bu süreçte gösterdiği hassasiyetten ötürü teşekkürlerimi arz ediyorum. Bu süreçte çalışan sağlık personelimizin ek ödemelerinin üç aylık zaman diliminde tavan, yüzde 100 oranında olacağını ayrıca buradan ifade etmek istiyorum.

 Zaman zaman bazı haberler çıkıyor. Sağlık çalışanlarımızın yeterli malzemeden yoksun olduğu ileri sürülüyor. Bu iddia küçük örneklerin genelleştirilmesidir. Kesin bilgi şudur tüm hastanelerimize bütün malzeme sağlanmaktadır. Konu açılmışken belirtmek istiyorum. Küçük çıkarlar uğruna suistimal eden bazı malzeme üreticilerine gerekli katı yaptırımlar uygulanmıştır.  İhracatları durdurulmuştur. Türkiye'de üretilen maskeler, Türkiye'nin ihtiyacı varken yurt dışına satılmayacaktır. Pandeminin olduğu dönemde istismar etmek isteyen firmaların yurt dışına yoğun bir şekilde bağlantılar yaptığını biliyoruz. Önceki gün bu anlamda üreticilerin ve satıcıların depolarına baskınlar yapıldı. Yoğun bir şekilde depoladıkları görüldü. Biz özellikle bakanlık olarak olması gereken ücretle almak istediğimizi ifade ettiğimiz halde bunun yapılmadığını gördük. Ve bugün itibariyle bu firmaları teker teker çağırarak, hepsiyle günlük ne kadar üretim yapabileceklerini de ortaya çıkarıp sözleşme yapmaya başladık. Şu ana kadar 20 firmayla anlaşma yapıldı. Farklı davranmak isteyenlerin de el koyma dahil bir takım tedbirlerin devrede olacağını söylemek istiyorum. Sayın İçişleri Bakanımızın yaklaşımı nedeniyle teşekkür ediyorum. Size ve bütün topluma tanı tedavi süreçleri ve önümüzdeki dönem konusunda önemli bazı haberlerim var. En fazla eksikliği hissedilen cihazlardan biri solunum cihazlarıydı. Yerli ilacın seri üretimine başlıyoruz. Hızlı tarama kitini de bildiğiniz gibi devreye sokmuştuk. İlave olarak Çin'den 50 bin hızlı tarama kiti geldi. Perşembe 300 bin gelmiş olacak. Ve 1 milyona kadar bağlantı yaptığımızı ifade etmek istiyorum. Bu süreçte koronavirüse karşı aşı geliştirme çabalarında da kurum ve kuruluşlara bakanlık olarak destek veriyoruz. Bu anlamda 6 üniversite ve bir merkeze çağrı yapıldı. Ve önümüzdeki günlerde bu üniversite ve merkezlerin ihtiyaçlarına göre; hiç kısıtlamaya gitmeden hepsinin önünü açacak şekilde bir destek sağlayacağımızı ve bu konuda Maliye Bakanlığımızın da asla herhangi bir soruna yol açmadan bunun karşılanabileceğini ifade ettikleri için de buradan ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Aşı Enstitüsü kuruldu. Ülkemizde hangi merkez neyi ne kadar yapabilecekse bütün merkezlerin desteklenmesi ve kim daha önde götürebilir durumda olursa soruna kadar üzerine gideceğimizi ayrıca ifade etmek istiyorum. Koronavirüsle mücadele çok geniş katılımı gerektiren bir mücadele. Sadece bakanlıkların, devlet organizasyonunun verdiği bir mücadele değildir. Bu sorumluluk duygusunun tüm birimlerde enerjiye dönüşeceği bir mücadeledir. Biz Türkiye'nin insan kaynağından daha fazla yararlanacağız. Dezenformasyona karşı da çok dikkatli olacağız. Yıkıcı davranışların önünü hep birlikte keseceğiz. Türkiye, onu çevreleyen risklere set çekerek büyük zaman kazandı. Sosyal psikolojiyi titizlikle dikkate aldı. Paniğe yol açarak hastalığın yayılmasına neden olacak uygulamalardan uzak durdu. Tedbirleri hakim kılarsak biz başka bir ülke olmayacağız. Yakın ya da uzak başka bir ülkeye benzemeden bu zor günleri aşma fırsatımız var. Biz mücadeleye hem aklını hem yüreğini koyan bir toplumuz. Biz riskler karşısında maceracı bireyler değiliz. Biz günün sonunn ve tüm hayatın hesabını yaparız. Şimdi hayatın hesabını yapmanın zamanıdır, tedbir zamanıdır. Evde zaman geçirme çok daha mutlu bir geleceğe hazırlanma zamanıdır. Tedbirleri bizler tek tek uyguluyoruz. Mümkün olduğunda az temas kuruyoruz. Hayatlarımız birbirinden ayrışıyor. Fakat farkında mıyız? Bu tek tek şahıs şahıs yaptıklarımızı bütün Türkiye olarak yapıyoruz. 83 milyon birlikte yapıyoruz. Mücadelenin özü bu. Tek tek hep birlikte, yalnız değiliz hep birlikteyiz. Bu birliktelikten özellikle fire vermeyelim. Her ihmalin zincirleme risk olduğunu biliyoruz. En güvenilir çözümün evde kalmak olduğunu unutmayalım."