Fabrika bacasından ısı sağlayıp, kimyasal ilaç kullanmadan üretim!

Çanakkale’nin Çan ilçesinde Kale Grubu’nun “62’nci Kuruluş Yıldönümü”, çeşitli açılış ve etkinliklerle kutlandı. Grup, yıldönümü olan 27 Temmuz’da doğduğu topraklarda ileri teknoloji ile donatılmış sera yatırımı Mavruz Tarım’ın da açılışını gerçekleştirdi.


Fabrika bacasından ısı sağlayıp, kimyasal ilaç kullanmadan üretim!

Çanakkale’nin Çan ilçesinde Kale Grubu’nun “62’nci Kuruluş Yıldönümü”, çeşitli açılış ve etkinliklerle kutlandı. Grup, yıldönümü olan 27 Temmuz’da doğduğu topraklarda ileri teknoloji ile donatılmış sera yatırımı Mavruz Tarım’ın da açılışını gerçekleştirdi.

Sanayinin Anadolu’ya yayılmasının öncülerinden olan Kale Grubu, her yıl kesintisiz sürdürdüğü Kuruluş Yıl Dönümü ve geleneksel Seramik Bayramı’nı 62. kez kutladı. Kale Grubu’nun 1957 yılında temellerinin atıldığı Çanakkale’nin Çan ilçesindeki fabrikalarında yapılan kutlama törenlerine yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda davetli, iş ortağı, bayi, çalışan ve misafir katıldı. Her yıl 27 Temmuz’u Anadolu’da sanayileşmenin bayramı olarak kutlayan Kale Grubu, 62. Kuruluş Yıl Dönümü ve Seramik Bayramı programına 24 Temmuz’da İstanbul’da başladı. Her sene bir temel atma ya da açılış yapma geleneğini bu sene de sürdüren Kale Grubu, bu yıl yapacağı iki açılıştan ilkini İstanbul Karaköy’deki ilk genel merkezini tasarım ve sanata vakfettiği Kale Tasarım ve Sanat Merkezi’nin açılışını gerçekleştirerek başladı. Sanat ve tasarım alanındaki öğrenci, yeni mezun ve profesyonellere ortak bir üretim ve öğrenme alanı oluşturmak amacıyla hayata geçirilen Kale Tasarım ve Sanat Merkezi, katılımcıların eğitim aldıkları alanlara dair bilgi birikimlerini artırmayı, bireysel yetkinliklerini geliştirmeyi, tasarım ve sanat ile diğer tüm yaratıcı endüstrilerdeki disiplinlerarası çalışmalara ev sahipliği yapmayı hedefliyor. Atölyeler, buluşmalar, sergiler ve yarışmalar ile dolu dolu bir programa sahip olan merkezin açılış sergisi ise Kale Grubu’nun kurucusu İbrahim Bodur’un da yakın dostu olan seramik sanatının Türkiye’deki en önemli temsilcilerinden Attila Galatalı’nın eserlerini ağırlıyor.

İLERİ TEKNOLOJİ İLE DONATILMIŞ SERA YATIRIMI, MAVRUZ TARIM

Çan’da 26 Temmuz’da başlayan kutlamalarda, bir Seramik Bayramı klasiği olan sünnet töreni ve mevlit okunması gerçekleşti. 141 minik sünnet edilerek, bugüne kadar Seramik Bayramları kapsamında sünnetleri gerçekleştirilen çocuk sayısı 15 bin 801’e ulaşmış oldu. Yine bir gelenek haline gelen spor müsabakaları da aynı gün gerçekleşti ve derece alanlara ödülleri verildi. Akşam da fabrika yerleşkesinde Kale Ailesi çalışanlarına kıdem ödüllerinin verilmesi için tören düzenlendi. Kale Grubu’na 5 yıl ila 60 yıl arasında hizmet etmiş çalışanlar ve bayiler kıdem ödüllerini aldı.

27 Temmuz Cuma sabahı, temeli iki sene önce Kale Grubu’nun 60. Kuruluş Yıl Dönümünde atılan Mavruz Tarım’ın açılışı yapıldı. Kale Grubu’nun bu yatırımı ile Çan’daki fabrikaların baca atıklarını kullanarak elde ettiği enerji ile ısıtılan serada iyi tarım uygulamaları kullanılarak ilaçsız tarım yapılıyor. İlk ürün domateslerinin bu sene alındığı 100 dönüm araziye kurulu olan sera, bölgede kırsal kalkınmayı desteklemeyi amaçlayan bir sosyal proje.

“62 YILLIK İNANCIN VE SÜREKLİLİĞİN BAYRAMI”

Açılışın ardından konferans salonunda düzenlenen 62. Yıl Seramik Bayramı Resmi Töreni’nde konuşan Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay şunları söyledi; 27 Temmuz, Grubumuzun Kurucusu İbrahim Bodur’un ve ona inananların bu topraklardan aldıkları güçle başlattıkları; attığımız temellerle ve kardığımız harçlarla her geçen gün güçlenen Anadolu’nun üretimle kalkınmasının bayramıdır. Seramik Bayramı, Kale’yi Kale yapan 86 bini aşkın yol arkadaşımızın emeği başta olmak üzere, çözüm ortaklarımız, bayilerimiz ve tedarikçilerimizin hülasa tüm paydaşlarımızın bir araya geldiği emeğin, paylaşmanın ve vefanın bayramıdır.  Yani, 62 yıllık inancın ve sürekliliğin bayramıdır!

“BUGÜN YAPACAĞIMIZ TERCİHLER, YARINLARIMIZIN BELİRLEYİCİSİ OLACAK”

Biz, her yeni güne ilk günkü heyecanla uyandığımız 62 yıl boyunca iki şeyi esas aldık:  Geçmişe hak ettiği değeri verirken, yaşadığımız güne değer katmayı başarabilmek.  Her birimiz için geleceği daha yaşanası, daha değerli kılmanın tek yolunun bu olduğuna yürekten inanıyoruz. “Kolay olanı herkes yapar” deyip daima zor olana talip oluyor; yapı grubundan savunma ve havacılık sanayiine kadar faaliyet gösterdiğimiz her alanda hem ülkemizde hem de dünya genelinde en üst seviyede rekabet edebilmeye gayret gösteriyoruz.  Her sene olduğu gibi bu sene de kuruluş yıl dönümümüzde açılış yapma geleneğimizi sürdürerek temelini iki sene önce attığımız Mavruz Tarım’ın açılışını gerçekleştirdik. İlk ürün domateslerini bu sene aldığımız, ileri teknolojiyle donatılmış seramızda fabrikalarımızın bacalarından çıkan sıcak hava buharından elde ettiğimiz ısıyla ilaçsız tarım yapmaya başladık.  Bu yılın diğer kutlaması olarak da 24 Temmuz’da, Grubumuzun Karaköy’de yer alan ilk genel merkezinde Kale Tasarım ve Sanat Merkezi’nin açılışını yaptık. Bu mekânın sanat ve tasarım alanındaki öğrenci, yeni mezun ve profesyonellere ortak bir üretim ve öğrenme alanı oluşturmasını; bilginin paylaşıldığı ve özgür düşüncenin filizlendiği bir adres olmasını arzu ediyoruz.  Şu bir gerçek: Her sene üzerine katarak üretmek, başarmak ve bunun karşılığını görmek gurur verici. Elbette bunu gerçekleştirmek kadar sürdürebilmek de azami çaba gerektiriyor ve bu sorumluluk hepimizin. Biliyoruz ki toplumlar değişiyor, sistemler değişiyor, insanlar değişiyor, tehditler değişiyor, fırsatlar değişiyor, üretimden tüketime tüm alışkanlıklar değişiyor. Geleceği şekillendirecek megatrendleri az önce izlediğimiz videoda gördük. Yapısı değişen küreselleşme, azalan doğal kaynaklar, artan küresel tehditler, akıllanan teknolojiler, genişleyen endüstri ekosistemi bunlardan yalnızca birkaçı...  İnsanlık olarak bir yol ayrımındayız. Bugün yapacağımız tercihler, yarınlarımızın belirleyicisi olacak.  Böyle bir dönemde, Grubumuzun Kurucusu İbrahim Bodur’un da liderlik anlayışı olan sorumlu ve duyarlı liderliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. O nedenle zamanın ruhunu iyi okumak, değişime hazırlıklı olmak, seçimlerimizi bilinçli farkındalıkla yapmak, zorluklara karşı dayanıklı olmak, çevik davranmak, daha çok çalışmak ve neyi farklı yapabiliriz diye düşünmek önemli.

“İLK GÜNDEN BU YANA SAHİP OLMAYA DEĞİL; SAHİP ÇIKMAYA İNANIYORUZ”

“Derler ki, çıkmazlar yeni yollar açar. Karşı karşıya kaldığımız tehditleri toplumsal motivasyona dönüştürebildiğimiz sürece başarılı olabiliriz. İbrahim Bodur, “Cumhuriyet'in dayandığı milli ve manevi değerlere bağlı kalarak, birbirine güvenen ve seven bir toplum oluşturulduğu takdirde, her zorluğu yenmek mümkündür. Zira uyum ve azim varsa, çözüm daima vardır” derdi. Bizler maalesef bu dönemde, birleşmenin kolaylığı yerine ayrışmanın zorluğunu seçtiğimiz anlar yaşıyoruz. Böyle bir dönemde, bizi geleceğe bağlayacak temel çıpanın “değerlerimiz” olduğuna hiç şüphe yok. İbrahim Bodur’un da aralarında bulunduğu altın kuşak sanayicilerin baş tacı ettiği memleket sevdası, insan sevgisi, üretim aşkı gibi değerleri, yarınlarımızın kutup yıldızı yapmak zorundayız.  Teknolojinin araç, insanın mutluluğunun ve refahının amaç olduğuna inanan İbrahim Bodur’un “Her işin evvelinde, sonunda ve merkezinde insan vardır. İnsanları ve onlarla paylaşmayı seviniz” anlayışı ilk günden bu yana grubumuzun varoluş sebebi, hayat felsefesi oldu. Geçtiğimiz bir senede neler yaptığımızı biraz önce video gösterimlerinde ve değerli yöneticilerimizin aktarımlarıyla gördük. Bir yandan yaptığımız açılışlarla, yeni iş birlikleriyle, ödüllerle, yeni ürünlerle ve yeni teknolojilere yaptığımız yatırımlarla grubumuzun ekonomik olarak gücünü sürdürebilmesi için çalışıyor; diğer yandan da kültür-sanat-spor gibi sosyal alanlarda iş birliklerimizle, çalışanlarımızın gelişimi için attığımız adımlarla kendimize ve çevremize değer katmaya çaba gösteriyoruz.  Hem doğu hem de batı felsefesinde var olduğu üzere, bir insanın fiziksel sağlığının yerinde olması kadar ruhunun beslenmesi de önemliyse; şirketler için fiziksel güç olan finansal sürdürülebilirliğin yanı sıra topluma yaptığı katkılarla “ruhunu beslemesi” bir o kadar önemli.  Hayatın her alanında olduğu gibi burada da işin sırrı “denge”.  Bu nedenle biz de Kale Grubu olarak her zaman pozitif etki yaratan, sürdürülebilir ve döngüsel projelerin içinde olmaya, yeni teknolojilere yatırım yaparken çalışanlarımızın gelişimine de yatırım yapmaya, Türkiye’nin geleceğinde yeni başarı hikâyeleri oluşturmaya gayret gösteriyoruz.  İlk günden bu yana sahip olmaya değil; sahip çıkmaya inanıyoruz. Çok sevdiğim bir söz var; “Doğru yolu yanlış insanla yürürsen, yolunu da doğrunu da kaybedersin.” Ne şanslıyız ki bugüne kadar üç kuşaktan 86 bin insanımızla omuz omuza doğru yolumuzdan şaşmadan yürüdük. En büyük dileğim de Kale Grubu’nu nice kuşaklara aktarabilmek...”

KİMYASAL İLAÇ KULLANMADAN ÜRETİM

4.4 hektar büyüklüğünde olan ilk faz modern topraksız seranın kış aylarında ihtiyacı olan ısı, 4.5 km mesafedeki Çanakkale Seramik fabrikalarının bacalarından elde ediliyor. Fabrika ile arasında kapalı sistem bir jeotermal boru hattı bulunan sera, üretim maliyetlerinin önemli bir kalemi olan ısıtma sorununu çözmekle kalmıyor aynı zamanda çok önemli bir çevre ve sürdürebilirlik yatırımı da yapmış oluyor. Bu anlamda bölge ve Türkiye için önemli bir örnek teşkil etmiş oluyor. Kuruluş ve çalışma yapısı dolayısıyla bir “meyve/sebze fabrikası” olarak tanımlanabilecek yatırımda, yüksek teknoloji otomasyon sistemleri kullanılıyor. Kimyasal ilaç kullanmadan üretim yapılan serada, zararlılara karşı yararlı böcekler ve binlerce arı bulunuyor. Yüzde 90’ı kadın çalışanlardan oluşan sera projesi, bölge kadınları için de önemli bir istihdam olanağı sağlıyor. Bölgeye dolaylı ve direkt olarak ekonomik ve sosyal katkısı büyük olan projede üretilen domatesler özellikle Avrupa ve Ortadoğu’ya ihraç ediliyor. İç pazarda da önemli süpermarket zincirlerinde Mavruz markası ile halkın beğenisine sunuluyor.