“Çanakkale’nin akıllı büyüme stratejisiyle bir çekim merkezi haline gelmeye ihtiyacı var”

Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Ocak 2019 ayı olağan Meclis toplantısı ÇTSO Kongre Fuar Merkezinde gerçekleşti. Meclis Başkanı Osman Okyay, konuşmasında yerel seçimlere değinerek, “Çanakkale’nin akıllı büyüme stratejisiyle bir çekim merkezi haline gelmeye ihtiyacı var” dedi.


“Çanakkale’nin akıllı büyüme stratejisiyle bir çekim merkezi haline gelmeye ihtiyacı var”

 

Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Ocak 2019 ayı olağan Meclis toplantısı ÇTSO Kongre Fuar Merkezinde gerçekleşti. Meclis Başkanı Osman Okyay, konuşmasında yerel seçimlere değinerek, “Çanakkale’nin akıllı büyüme stratejisiyle bir çekim merkezi haline gelmeye ihtiyacı var” dedi.

 

Açılış konuşmasını yapan Meclis Başkanı Osman Okyay 2019 yılının ülkemize ve tüm insanlığa barış, huzur ve sağlık getirmesini dileyerek sözlerine başlayarak şunları söyledi; “Evet; hayat takvimlerimizden bir yaprak daha koptu. Belki pek çoğumuz için yaşadığımız en iyi yıl değildi 2018 ancak bizlere bir kez daha çalışmanın, üretmenin ve mücadelenin önemini hatırlatması açısından çok değerli bir yıl oldu. Biliyorum ki 2019 da hiç kolay bir yıl olmayacak. Yalnız şundan da eminim; bizler önümüze çıkan engelleri aşacak güçte ve kararlılıkta bir milletiz ve hep birlikte, el ele vererek bir kez daha zorlukların üstesinden gelmeyi başaracağız inşallah.”

 

“KRİZLERE ÇABUK REAKSİYON VEREBİLEN, HIZLI TOPARLANABİLEN BİR EKONOMİYE SAHİBİZ”

Türkiye’de 2018 yılının seçimlerin ardından yaşanan spekülatif kur atağının da etkisiyle hem büyümenin yavaşladığı hem de enflasyon ve faizlerin artış gösterdiği bir yıl olduğunu kaydeden Okyay şöyle devam etti; “Üç ay süren bir türbülansın ardından, alınan önlemler etkisini gösterdi ve ekonomide bir dengelenme sağlandı. Önümüzdeki dönemde uygulanacak sıkı para ve maliye politikalarına paralel olarak büyümenin bir süre daha yavaş seyretmesini, cari açığın azalmasını ve bunu takiben enflasyon ve faizlerde bir miktar düşüş yaşanmasını beklemek makul görünüyor. FED’in ve Merkez Bankası’nın para politikası yaklaşımları da 2019’daki en kritik konulardan olacak. Özel sektörün 2019’daki dış borç ödemelerinin sağlıklı bir şekilde yapabilmesini de bir diğer önemli madde olarak görmekteyiz. 2019 yılında ithalatın zayıf seyredeceğini; döviz kurlarının sağladığı rekabet avantajı ve Avrupa ekonomilerindeki büyümenin ihracatı desteklemesiyle net ihracatın büyümeye katkısının artacağını söyleyebiliriz. Cari açıktaki daralma eğiliminin de ihracat ve turizm gelirlerinin performansına bağlı olarak devam edeceğini düşünüyoruz. Türkiye, genç nüfusu ve dinamik yapısıyla her zaman fırsatların çıkacağı bir ülke... Krizlere çabuk reaksiyon verebilen, hızlı toparlanabilen bir ekonomiye sahibiz. Petrolü, doğal kaynakları yeterli olmayan ve tasarrufları büyüme ihtiyaçlarını karşılamayan bir ekonomi olarak en fazla güvene ihtiyacımız var. Güven olmadan bolluk, bereket olmaz. Bolluğu yaratacak olan da iş adamlarının geleceğe güvenle bakacağı, yatırım yapacağı, yeni fabrikalar açacağı, istihdam oluşturacağı; yabancı yatırımcının endişe duymaksızın bu ülkeye sermaye akışı sağlayacağı ortamın sağlanmasıdır. Burada siyaset kurumuna büyük görev düşüyor, alınan önlemlerin kararlılıkla ve taviz verilmeksizin uygulanması gerekiyor. Uygulanacağından da en ufak bir şüphemiz bulunmuyor.”

 

“ÇANAKKALE’NİN AKILLI BÜYÜME STRATEJİSİYLE BİR ÇEKİM MERKEZİ HALİNE GELMEYE İHTİYACI VAR”

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2015 ve 2017 yılları arasındaki döneme ait İl Bazında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla verilerini açıkladığını anımsatan Okyay, “Bu verilere göre milli gelirden İstanbul yüzde 31.2, Ankara yüzde 9 ve İzmir yüzde 6.2 pay alıyor. Çanakkale ise, Türkiye ortalamasına yakın bir refah seviyesiyle ne uzuyor ne kısalıyor. 2015’te kişi başına GSYH Türkiye ortalaması 29 bin 899 Türk Lirası iken Çanakkale’nin rakamı 29 bin 236 liraydı. 2017’de Türkiye ortalaması 38 bin 680 liraya yükselirken, Çanakkale’miz de 38 bin 292 liraya ulaştı. Oysa özellikle İstanbul’un rant obezitesiyle büyümesi, tek başına ülke ekonomisinin neredeyse 3’te 1’i haline gelmesi sürdürülebilir ve sağlıklı bir durum değil. Çanakkale, yeni boğaz geçişi projesi sayesinde daha ulaşılabilir hale gelmesiyle birlikte GSYH içindeki payını yükselterek bu tabloyu dengeleyen şehirlerden biri olabilir. Akıllı şehir felsefesi ışığında geleceğini planlayarak İstanbul’un yanı başında ve ulaşım aksında bulunmasının karşılığını alabilir. Doğrusu, Çanakkale’nin akıllı büyüme stratejisiyle bir çekim merkezi haline gelmeye ihtiyacı var. 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde, yerel yönetimlere talip olan parti ve adayların, sadece temel görevleri arasında bulunan belediye hizmetlerine dair projeler değil, geleceğe yönelik bir vizyon da ortaya koymaları gerektiğini düşünüyorum. Elbette ki sokaklarımız temizlenecek. Elbette ki daha çok yeşil alan oluşturulacak ve çevreye hak ettiği önem verilecek. Bu ve benzerleri zaten olmazsa olmaz türünden hizmetler. Açıkçası biz, tüm adaylardan Çanakkale’yi gelecekte nasıl çekim merkezi haline getireceklerini duymak istiyoruz. Ülke tarihini değiştiren bu cesur, bu gururlu kentin, kendi tarihinin nasıl ve ne zaman değişeceğine dair projeler sunmalarını bekliyoruz. Bu vesileyle tüm partilerimize ve tüm adaylara başarılar diliyorum. Saygıyı ön planda tutan, karşılıklı hoşgörüyü bünyesinde barındıran adil ve huzurlu bir seçim olmasını temenni ediyorum” dedi.

 

“GURUR VERİCİ BİR OLAY”

Okyay Çanakkale Havalimanı’ndan konuşlanan Bayraktar TB2 SİHALARı ile ilgili ise şunları söyledi; “Geçtiğimiz günlerde hem ülkemiz, hem kentimiz, hem de temsilcisi olduğum Kale Grubu adına gurur verici bir olaya tanıklık ettik. Baykar Makina tarafından tasarlanan, Deniz Kuvvetlerimize ait, Bayraktar TB2 tipi Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA), Çanakkale Havalimanı’ndan havalanarak bölgemizdeki ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Aklıma, insansız hava araçları projesinin başladığı 2000’lerin başları geldi. 2005 yılında, Grubumuzun kurucusu ve onursal başkanı, rahmetli büyüğümüz İbrahim Bodur Bey’in, ‘Milli projelerin fizibilitesi olmaz’ sözüyle, Kale-Baykar şirketinin kuruluşunu gerçekleştirmiştik. Baykar, 10 senelik Kale Baykar ortaklığı sırasında, çıktığı bu yolda hızla büyüdü ve gelişti. Bayraktar TB2 SİHA’nın Çanakkale’den gerçekleşen ilk uçuşu, şehrimiz, ülkemiz ve milletimiz için gurur kaynağı oldu. Bu yolculukta bir katkımız olduysa ne mutlu bizlere. Ne mutlu rahmetli İbrahim Bodur Bey gibi ‘Önce ben’ yerine her zaman ‘Önce ülkem’ diyebilen işadamlarımıza ve ne mutlu bu başarıya imza atan Bayraktar Ailesi’ne, yolları açık olsun.”

 

“2018 TROYA YILI’NI YIL BİTTİ DİYE BIRAKMAYACAĞIZ”

Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu adına Ocak ayı olağan Meclis konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu ise şunları söyledi; “Odamızın girişimleri ile ilan edilen 2018 Troya Yılı’nı, yıl bitti diye bırakmayacağız. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası olarak, her zaman olduğu gibi İlimizi ve değerlerimizi tanıtmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda çalışmalarımız ilk meyvelerini verdi ve Troya Müzesi hızlandırılarak hizmete açıldı. Müze ve Ören yeri 531.530 ziyaretle tüm zamanların en yüksek ziyaretçi rekoruna ulaştı. Geçen Meclis’ten önce Troya Müzesi’ne Meclis Üyelerimiz ile ziyaret etmiştik. Sadece müze ziyareti 2 saati geçti. Yani Ören yeri ile birlikte bu gezi yaklaşık 4 saati bulur. Bununla birlikte 7 köyün rehabilitasyonu ve Sayın Valimizin talimatı ile açılan Karanlıkliman- Kumkale sahil yolu bu sayının artmasına destek olacaktır. Ayrıca yine Sayın Valimizin girişimleriyle iyileştirme çalışmaları devam eden Bayramiç Kazdağı Akçay yolunda bölge turizmine katkı sağlayacaktır. Dağ turizmi, doğa turizmi olabilir. Bütün bunlar yeter mi? Yetmez, aynı sinerji ve hizmet anlayışıyla devam etmemiz gerekiyor. Olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi Meclis Başkanımız bahsetti Çanakkale’mizi daha ulaşılabilir bir kent haline getirirsek ticaretimiz çabuk olumlu etkilenir. Ulaşılabilir bir kent tabi 2023 yılıydı, 2022 yılına alındı köprünün açılışı ama 2022 yılına kadarda İstanbul seferlerimizi istiyoruz. Geçen hafta Havalimanı Müdürümüz ziyaret etti, çok aktif bir insan. Bu lobicilikte biran önce en azından Mart ayından sonra lobicilik yapılması gerektiğini çünkü şuanda olursa düşük yolcu olacağı için Mart ayında planlanıyormuş hatlar. Marttan sonra onun lobi çalışmalarına devam edelim diyorum arkadaşlar hep birlikte.”

 

“EZİNE GIDA OSB YENİ BİR SAYFA”

Ezine Gıda İhtisas OSB’ye gerçek anlamda yatırımcılar gelmesi için çalıştıklarını ve tanıtımına daha önem vereceklerini aktaran Semizoğlu; “Proje ihalesi bitti, bundan sonraki aşama alt yapı ihalesi. Geçen hafta Ankara seyahatimizde ziyaret ettiğimiz AK Parti Grup Başkanvekili Sayın Bülent Turan beyden Ezine Gıda İhtisas OSB altyapı ihalesinin Şubat sonuna kalmadan yapılacağının müjdesini aldık. Alt yapı ihalesi yapıldıktan sonrada arsa ortalama maliyetlerinin ortaya çıkacağı, ortaya çıktıktan sonrada artık inşallah satışa geçeceğiz. Çanakkale için gerçekten çok önemli bir proje. Bugün Ezine Gıda İhtisas OSB Müdürü Çağrı bey ziyarete geldiler. Şuan da talep neredeyse dolmuş. Tabi bunlar ön talep, Çanakkale’nin ekonomisi için gerçekten doksan tane daha irili ufaklı kuruluş. Gerçekten faydalı olacağına inanıyorum” diye konuştu.

 

BANKACILARA DEĞİNMEDEN EDEMEDİ

Yaklaşık Ağustos ayından itibaren her konuşmasında değindiği bankacılara yer vermeden edemeyen Semizoğlu şöyle devam etti; “Tekirdağ Oda Başkanımız Cengiz beyin ev sahipliğinde 24 Aralık tarihinde Tekirdağ’da banka üst düzey yöneticileri ve civar Oda ve Borsa üyelerinin katıldığı toplantıya katıldık biz de. Burada çok enteresan bir, iki iş adamımız yani dört beş tane Genel Müdür, iki üç tanede Genel Müdür Yardımcısı vardı. Halkbank, Ziraat Bankası, Vakıfbank Genel Müdür seviyesi ile katıldılar. Bir iki tane iş adamı arkadaşımız Çanakkaleli değil kalkıp bankalara teşekkür ettiler çok enteresan. Yani bir sıfırdan büyük olumlu bir görüşme oldu. En azından Çanakkale için şunları dile getirme fırsatı buldum, bankalara genel eleştirim şu oldu, bankaların Genel Müdürlerine, Genel Müdür Yardımcılarına; başında bulunduğunuz bankaların, istihdam ettiğiniz personelin kaç tanesi üretim için para vermeye veya fonlamaya çalışıyor, kaç tanesi tüketim için fonlamaya çalışıyor? Bunun revize edilmesi gerektiğini, içinde bulunduğumuz bu sıkıntı veya bu kaosun sebebini üretmeden tüketmek olduğunu, Çanakkale de gerçekten üreten insanların da olduğunu, üretmek isteyen insanların da olduğunu, Çanakkale’ye daha farklı gözle bakmaları gerektiğini ifade etme fırsatı buldum. Sorunu olan arkadaşlarımızın Genel Müdürlerle, Genel Müdür Yardımcılarıyla görüşme imkanlarını sağladık ve birçoğu da çözülmüş. Oradan döndükten sonra Şube Yöneticileri çağırıp çözmüş. Tabi bunların daha yaygın olması gerekiyor ama dediğim gibi bir sıfırdan büyük” dedi.

 

“ÇANAKKALE’DE GERÇEKTEN İHTİYAÇ VARDI”

AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan’dan bir müjde aldıklarını filde getiren Semizoğlu, “Çanakkale’mizin % 53’ü orman arkadaşlar. Çok büyük tesisler olmadığı için ormana dayalı sanayi özellikle Çan’da Kale Seramik Fabrikası’ndan dolayı fazlasıyla seksen yüze yakın firma var. Avrupa’ya orman ürünleri ihraç etmeye kalktığımız zaman FSC denilen bir belge isteniyor. Bu belge şu Avrupalı diyor ki sen bunu bana satıyorsun ama bu ürünün yerine sen ağaç dikiyor musun? Ormanların sürekliliğini sağlayabiliyor musun? Üyelerimizden bu talep geldi Orman Genel Müdürlüğü ile yaklaşık 3 aydır mücadele içerisindeyiz 29 tane Bölge Müdürlüğü var Türkiye’de sadece yedi tanesinde vardı. Çanakkale’mizin bir kısmına bu belgeyi aldırma müjdesini Çanakkale Milletvekilimiz ve AK Parti Grup Başkanvekili Sayın Bülent Turan’dan aldık. Kendisine ve desteğini esirgemeyen Sayın Valimiz Orhan Tavlı’ya sektörümüz ve Odamız adına şükranlarımızı arz ediyorum. Çünkü Çanakkale’de gerçekten ihtiyaç vardı ifadelerini kullandı.

 

TOPRAK; 17 AVM‘DE YAŞANAN SORUNLARI DİLE GETİRDİ

Gündeme gelecek konularda söz alan Yönetim Kurulu Üyesi Semih Toprak da üyelerden kendilerine yöneltilen AVM’deki şartların gözden geçirilmesine yönelik istekle ilgili şunları söyledi; “Ben de orada işletme sahibiyim. Başkanımız sağolsun bizi ağırladı, biraz dertlerimizi dinledi başını ağrıttık. En başta bildiğiniz gibi kurdan kaynaklanan bir kira problemi var. 2,86 ile girdik üç buçuk sene önce şuan da beş kırk küsur, yüzde yüzden fazlaya denk geliyor. Diyeceksiniz ki iki seksen, beş altmış oluyor ama biz birde euro bazında da zam gördük. Yani euro bazında da yüzde ona yakın zam yedik. Oda dolayısıyla yüzde yirmiye yakın yani yüzde yüz yirmiye yakın bir rakama tekabül ediyor. Bu üç buçuk sene de olan bir olay yani çok hızlı bir artış hiç kimse ön görmüyor değil mi yani? Üyeler eziliyorlar kira şartlarının altında. Başka bir sıkıntı da; kiralanabilir alanların sürekli çoğalması, ortak alanların sürekli kiraya verilmesi. Ortak alan için biz bir bedel ödüyoruz. Ortak bedelden bu kiralanabilir alanların ortak alandaki son eklenen alanların düşüyor olması lazım, düşmüyorlar. Bu yeni yerlerin açılması şunu da getiriyor. Mesela ben kendimden örnek vereyim, kendi işletmemden on altı tane funportta işletme yeri var. On altı taneden yedi tanesi dönerci oldu. Yani bir sektörel bazlı dağılma yapmıyorlar, özen göstermiyorlar. Bu da insanları tabi yoruyor, rekabeti arttırıyor. Bir başka konu bir etkinlik yapılmıyor yani AVM’nin görevi bir etkinlik yapmak, müşteriyi çekmek. O etkinlikler alınıyor, etkinlik adı altında paralar toplanıyor ortak gider adı altında yapılan bir şey yok. Üyelerimiz gerçekten mağdur, 17 no.lu Komite’de özellikle ben onların sıkıntısını dile getirdim. Genel olarak bir şey var ve bunlar kafalarına göre, kendi isteklerine göre ortak alanları sürekli kiralayıp, bölüp, parçalayıp yeni yerler katıyorlar. Bu da dediğim gibi sektörel bazlı dağılımı çok etkiliyor. Onların sıkıntıları bunlar. Bir şey daha söyleyeyim otoparkta eskiden güvenlik vardı, şimdi güvenliği de kaldırdılar. Herhalde ekonomik tedbir amaçlı kaldırdılar. Çünkü güvenlik zafiyeti ortaya çıktı. En azından LPG’li araçların girmemesi gerekiyor, kontrol eden yok. Hani bizim dediler sesimiz olur musun? Dedim ben sizin sayenizde varım o yüzden Meclis’e taşırım, seve seve söylerim. Çünkü açık söylemek gerekirse ben de mağdurum. O yüzden başkanımıza da dinlediği için teşekkür ederiz, dile getirdiği için, bizim de sesimiz olduğu için teşekkür ederiz.”