Troas Kültür Rotaları İşaretlenmeye Hazırlanıyor

Çanakkale Valiliği himayesinde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yürütülen, Güney Marmara Kalkınma Ajansı’nın (GMKA) desteklediği ‘Troas Kültür Rotaları’ projesinin ilk fizibilite çalışmaları tamamlanıyor.


Troas Kültür Rotaları İşaretlenmeye Hazırlanıyor

Çanakkale Valiliği himayesinde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yürütülen, Güney Marmara Kalkınma Ajansı’nın (GMKA) desteklediği ‘Troas Kültür Rotaları’ projesinin ilk fizibilite çalışmaları tamamlanıyor.

Toplamda 19 etaba sahip olacak, ayrıca 2 kıtayı ve 2 adayı kapsamasıyla dünyada ilk ve tek olma özelliğine kavuşacak Troas Kültür Rotaları, işaretleme çalışması sonlandığında Gökçeada ve Bozcaada ile birlikte 600 kilometreyi aşan Türkiye’nin en uzun kültürel yürüyüş ve bisiklet rotalarından biri hali gelecek.

Nihai sonuca varılmadan önce alanında uzman proje ekibi tarafınca saha tespit çalışmaları yanında birçok köy muhtarlıkları ile ziyaretler gerçekleştirildi. Tespit çalışmasındaki oluşacak 300 kilometrelik kültür rotası için güzergahlar belirlendi. Çanakkale merkezden Troya’ya, Troya’dan Babakale’ye (Lekton),  Assos’tan Kaz Dağlarına kadar uzanarak birçok yeri ve Bozcaada’yı kapsayan ilk çalışmalarda yerel, ulusal ve uluslararası seviyede uzmanlıkları olan profesyonel turist rehberleri, doğa yürüyüşçüleri, akademisyenler, tarihçi ve tarih araştırmacıları görev aldılar.

Her etabın tarihsel temasının, uzunluk ve zorluk derecelerinin farklı olacağı belirtilirken, Troas Kültür Rotaları tamamlandığında, Troas bölgesindeki 144 antik kentin 47 tanesinden geçmesi, Tunç çağı, Pers dönemi, Hellenistik çağ, Roma ve Osmanlı döneminden günümüze kadar gelen birçok kültürel ve tarihi değer kültür rotaları ile birleşmiş olacak. Etap isimleri ise, güzargahtaki tarihsel kişilere ve kültürel temalara göre Hektor’tan, Priamos’a, Aziz Paulos’tan Homeros’a, Cevatpaşa’dan Murad Hüdavendigar’a kadar Çanakkale topraklarında izleri takip edecek.

FARKLI TARİHSEL TEMALARLA İŞLENMİŞ OLSA DA BÜTÜN; TROAS

Troas Kültür Rotaları Projesinin kurgusal ve tematik mimarı Profesyonel Turist Rehberi Osman Topçu, proje çalışmalarının detaylarına ilişkin bilgiler verdi. Bir yürüyüş rotasının ‘kültür rotası’ olması için gerekli şeyler olduğunu ifade eden Topçu; “Örneğin tarihsel bir göç yolunu veya sefer yolu takip etmesi lazım. Ülkemizde buna en iyi örnek İnebolu’dan başlayıp Kastamonu’ya doğru devam eden ve Anadolu’ya silah yardımının taşındığı İstiklal Yolu diyebilirim. Ya da tarihte önemli bir yere sahip birinin izlerini takip etmesi gerek. Buna örnek olarak ise Aziz Paulos Yolu diyebiliriz. Eğer bunlarda yoksa, antik çağdaki bir bölgenin var olan antik şehirlerini ve doğal güzelliklerini yeni bir yol inşa etmeden yüzlerce yıldır var olan patikaları, eski taş yolları birleştirerek yürüyüşçülere sunması gerekiyor. Örneğin Likya Yolu, Hitit Yolu, Frig Yolu bunlara örnektir. Bu kıstaslar üzerine oturmuş, üzerinde çalışılmış, haritalandırılmış, işaretlenmiş rotalara kültür rotası diyebiliriz. Çanakkale’mizin antik çağdaki ismi Troas’dır. Yani Parion’dan Assos’a, Troya’dan Abidos’a, Lekton’dan Gargadon’a, Cardia’dan Sestos’a, Maydos’tan Eleos’a kadar uzanan tüm antik şehirleri bütünleyen bölge ismidir. Bu yüzden projedeki etapların her biri farklı tarihsel temalarla işlenmiş olsa da, bütünsel ya da şemsiye ismi Troas Kültür Rotaları olarak çalışılmış ve kabul görmüştür” dedi.

VALİLİK HİMAYESİNE ALDI

Osman Topçu; projenin nasıl geliştiğini ve gelinen son aşamayı şöyle anlattı; “Sunum için ilgili kurumlarımıza gittiğimizde elimizde bir bilimsel çalışmamız vardı. Onsekiz Mart Üniversitesi Turizm Fakültesinde yüksek lisans bitirme projem mevcuttu. Bu çalışma bilimsel jüri heyeti tarafınca yıllar önce onaylanmıştı. Bu çalışmada neredeyse tüm etap isimleri, etapların nihai olmayan ama olası rota bilgileri vardı. 2018 Troya yılı ilan edilmesi sebebiyle bu çalışmayı slaytlar şeklinde özetleyerek görsel bir sunum hazırladım. Öncelikle Çanakkale Valiliği başta olmak üzere birçok kurum, kuruluşa ve turizm sektöründeki birçok temsilciye sunuldu. Sunumlar için üyesi olduğum Çanakkale Rehberler Odası tüm görüşme ve sunumlara resmi boyutta randevu alan, tüm üyeleriyle destek gösteren kurum oldu. Bu şekilde devam eden süreç sonunda Valiliğimiz himayesinde, Çanakkale Kültür ve Turizm Müdürlüğü yürütmesinde, GMKA destekleri ile projenin alana yansıtılması ve hayata geçirilmesi adına resmi anlamda çalışmalar başlamış oldu.”

EN ÖNEMLİ AŞAMA; FİZİBİLİTE

Troas Kültür Rotaları Projesinde en önemli aşamanın fizibilite olduğuna dikkat çeken Topçu, “Bu fizibilite çalışması en önemli aşamalardan biri olacaktır. Çünkü bu çalışma, sonrasındaki gerçekleşecek uygulamaların ön tekeri aslında. Çanakkale Valiliği, Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve GKMA adına yürütülen projenin kabul edilmesi sürecinden itibaren bugüne kadar hep yanımda olan, her konuda birlikte hareket ettiğim, aslında projeyi kurgu halinden çıkararak gerçekte var edecek olan, öncelikle rehber Hasan Çelimli ve rehber Adem Biçer; saha çalışmalarda adeta bayrağı devraldılar. Ben ise yer yer saha çalışmasında yer aldım ama çoğu zaman proje koordinatörümüz Ali Öztüfekçi, proje danışmanı ve yazar Nilgün Atar ve 37 yıldan bu yana turist rehberliği, tur operatörlüğü yapan proje danışmanı Turgay Yenidünya ile birlikte ziyaret gerçekleşen 52 tane köy, belde ve ilçelerde, köy sakinleri, muhtarlık ve belediye başkanlıkları ile bir takım resmi görüşmeler içinde yer aldım. Proje ekibimiz içinde bir kişiye ayrı bir parantez açmalıyım. Proje koordinatörümüz; Ali Öztüfekçi. Kendisi çalışmaların proje diline dökülmesi, projenin tamamen yerli ve milli unsurlardan oluşarak uluslararası bir proje formatına dönüşmesi için gayret sarf ediyor” dedi.

ÇOK GENİŞ BİR EKİP ÇALIŞMASIYLA YÜRÜTÜLÜYOR

Troas Kültür Rotaları Projesinde çok geniş bir ekip çalışması oluştuğunu ifade eden Osman Topçu şunları söyledi;  “Saha çalışmalarının genelinde hali hazırda zaten birçok yerli veya yabancı grubun yürüyüş turlarına rehber olarak eşlik eden ve bu hususta Çanakkale bölgemizde özelinde ihtisas sahibi Hasan Çelimli ve Adem Biçer başta olmak üzere, yürüyüş, kültür rotaları ve ekoturizm alanında ulusal ve uluslararası çapta tecrübeye sahip turist rehberleri Alper Ertubey ve İlker Yıldız deneyim ve görüşlerini eşliğinde yapıldı. Yer yer sert hava şartlarına rağmen dinlenme nedir bilmeden çalıştılar. Kısacası ortaya çıkacak rotalar onların eseri olacak. Sahadaki ekipler genelde yer yer ikiye, üçe ayrılarak genel rotanın yaklaşık 300 kilometrelik alanını taradılar. Bu anlamda ekip içerisinde 15 yıldır Çanakkale’de Almanca, İngilizce ve Türkçe dillerinde rehberlik yapan Aykut Değre, Çanakkale’nin gizli kalmış bir takım cennet köşelerini işaret ederek sahada ve masa başı çalışmalarında katkılar sunarken, Profesyonel turist rehberi ve profesyonel fotoğrafçı Zeynep Başkurt, ekip içinde birçok rehber arkadaşımızın üyesi olduğu Dünya Mirası Rehberleri Derneği başkanı ve yürüyüş rehberi Volkan Akoluk, yürüyüş rehberi Mehmet Esendal, Marmara Ormancılık Araştırma Enstitüsü adına projede görev alan ve yıllardır ekoturizm çalışmaları hakkında edindiği bilimsel çalışma ve görüşlerini projeye yansıtan orman mühendisi Tuncay Akgün ve doğa yürüyüşçüsü İsmail Bakır saha çalışmalarında yer alarak gayretler gösterdiler.”

ÇIKILMADIK TEPE, İNİLMEDİK DERE BIRAKMADILAR

Proje kapsamında ekipte yer alan herkesin özverili bir çalışma gerçekleştirdiğinin altını çizen Topçu şöyle devam etti; “Onlarca panoramik seyir noktası, onlarca antik ve tarihi kalıntı, onlarca doğal ve kültürel miras noktası ile birlikte genel toplamda yüzlerce nokta tespiti yapıldı. Bazen aynı yerler ikiye üçe ayrılarak defalarca yüründü. Kısacası çıkılmadık tepe, inilmedik dere bırakmadılar en uygun olacak güzergahları tespit edebilmek için. Bilimsel olarak ise Çanakkale özelinde birçok çalışmaya imza atan Onsekiz Mart Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Abdullah Kelkit, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Alper Sağlık, dünyada Çanakkale Boğazındaki kale, tabya ve bataryalar konusunda yazılan tek kitabın sahibi araştırmacı yazar Bayram Akgün, Osmanlıca mezar taşlarını araştırma, bulma ve okuma konusunda uzmanlaşmış Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Danışmanı İsmail Sabah, özellikle Çanakkale Savaşları konusunda bilimsel araştırmalar yapan ve bu konularda birçok makale sahibi Mustafa Onur Yurdal’ın önemli katkıları oldu. Bundan sonra da yine her birinin branşlarında sahip olduğu engin bilgilerine başvurulacak.”

DÜNYADA İKİ KITAYI KAPSAYAN TEK KÜLTÜR ROTASI

Topçu, Troas Kültür Rotaları’nın diğerlerinden farkını ise şu şekilde aktardı; “Bu projedeki en büyük fark şu aslında; 19 etabın her birinin farklı içeriğe, temaya sahip olması. Aslında 19 farklı projenin birleşmesinden bahsedebiliriz. Her birinin farklı bir çekim alanı ve cazibe yaratması. Yani sadece bir veya birkaç etap yüründükten sonra, ‘ ben Troas Kültür Rotasını yürüdüm’ denmesi çok zor olmalı. ‘Hangi etaplarını yürüdün’, sorusuna karşın 1., 2., 3. etap denememesi, kimisinin Hekabe Etabını yürüdüğünü, kimisinin İskender Etabını yürüdüğü söyleyebileceği, yani kendi içinde turizm çeşitlendirmesinin olacağı bir özgünlük diyebilirim. Kısacası oluşacak her bir etap veya etap teması için uzunca sohbet edebiliriz. Bu tamamen Çanakkale’nin tarihsel zenginliğinden kaynaklı bir özgünlük. Projedeki diğer büyük fark ise 2 kıtayı kapsamayı. Bu özelliği ile de dünyada bir ilki gerçekleştirmek ve tek olmak mümkün. Dünyada 2 kıtayı kapsayan başka bir kültür rotası yok. Projenin en özgün ve en benzersiz olduğu 2 güçlü yanı bunlar olacak diyebilirim. Hatta yapılacak boğaz köprüsü içinde rotaya entegre edilebilecek bir yürüyüş ve bisiklet parkuru oluşturulsa, bunun Çanakkale turizmi adına muazzam bir bilinirlik ve farkındalık katacağını düşünüyorum.”

TROAS KÜLTÜR ROTALARI NE ZAMAN YÜRÜNMEYE HAZIR OLACAK?

2018 Troya Yılında Çanakkale’ye birçok tohum ekildiği vurgulayan Osman Topçu, “Bu projede Çanakkale turizminin altyapı için atılan tohumlardan biri. Buna benzer soruları projeye sürecin başından bu yana destekleyen Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) ve Türkiye Turist Rehberleri Birliği’nden de (TUREB) alıyoruz. Bu birlikler bünyesindeki birçok acenteci ve rehberle irtibattayız. Onlarda aynı soruyu soruyorlar. Ancak çalışmalar kurumlarımızın himayesinde titiz bir şekilde yürütülüyor. Fizibilitesi tamamlanan ilk 300 kilometredeki etapların işaretlenip yürünmeye hazır olması 2 yıl, Kaz Dağlarından bir yay çizerek Bolayır, Gelibolu, Çanakkale Savaşları Bölgesi ve Gökçeada bölgesinin işaretlenmesiyle birlikte tüm rotanın toplamda 5 yıl içinde kültürel bir yürüyüş ve bisiklet rotası haline gelmesi düşünülüyor. İnşallah Çanakkale’nin geleceğine çok uzun yıllar olumlu etki edecek şekilde ilerleme kayıt edilir. Burada kimse günü kurtarma peşinde değil zaten. Bu yüzden yavaş değil ama titiz çalışılıyor” diye konuştu.

“SEYAHAT ACENTELERİNİN ORGANİZE ETTİĞİ, PROFESYONEL REHBERLER EŞLİĞİNDE GEZİLEN BİR KÜLTÜR ROTASI OLMASINI ÖNEMSİYORUM”

Yıllarca kafa yorulmuş projenin Çanakkale’deki turist sayısındaki artışa nasıl etkileyeceği yönüne ise Toçpçu şu yorumu getirdi; “Açıkçası bana proje mimarı denmesi dahi yer yer ağır geliyor. Ben memleketim adına kafa yordum sadece. Şimdi proje devletimizin himayesinde, birçok kurum ve kuruluşumuzun desteğinde, saha ekiplerinin ortaya koyduğu gerçekliğin izinde yol alıyor. Bu konularda bu kurumlarımızın iddiaları, söylevleri çok daha önemli. Ben suya taş atan biri olarak bu konuda rakam vermem pek doğru olmaz. Ancak profesyonel turist rehberi olarak şöyle bir yorum yapabilirim. Çanakkale’miz İstanbul, Bursa ve İzmir gibi büyük şehirlerin tam ortasında. Şehrimizin çevresinde 30 milyon insan yaşıyor. Bu çok büyük bir potansiyel. Ayrıca yabancı turistlerin gelmesi için çok fazla tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerimiz var. Dediğim üzere sahada çalışan arkadaşların her biri doğa turizmi hakkında birer aktivist aslında. Bunun tanıtım çalışmasında sahada görevli arkadaşların çok büyük rolleri olacak. Birde şu önemli; çok kişinin gelmesi değil, nitelikli, bilinçli turistlerin gelmesi daha doğru. Ben şahsen seyahat acentelerinin organize ettiği, profesyonel rehberler eşliğinde gezilen bir kültür rotası olmasını önemsiyorum.”

“YÜRÜNMEYEN, KULLANILMAYAN BİR KÜLTÜR ROTASI BERABERİNDEKİ HEDEFLERİNE ULAŞAMAZ”

Projede kurumsal veya bireysel  olarak yer alan herkesin nihai amacının rotaların yürünmesi, insanların rotalara rağbet etmesi olduğunu dile getiren Topçu; “Yürünmeyen, kullanılmayan bir kültür rotası beraberindeki hedeflerine ulaşamaz. Ülkemizde maalesef bunun örnekleri var…  Bu yüzden biz çok kapsayıcı olmalıyız. Herkese hitap etmeliyiz. Düzayak yürümeyi sevenlere de, dağcılara da hitap etmeliyiz. Tarih severlere de, doğaseverlere de hitap etmeliyiz. Yerli turistlere de, yabancı turistlere de hitap etmeliyiz. Hatta yürümeyi, bisiklet kullanmalı sevmeyenlerin dahi ilgisini çekmek zorundayız. Bu yüzden en önemlisi hisselere dokunmalıyız” dedi.

TOPÇU’NUN HAYALİ; ROTALARIN YÜRÜNÜRKEN HİSSEDİLMESİ, DUYGULARIN ORTAYA ÇIKMASI

Osman Topçu, projeye ilişkin hayalini ise şöyle açıkladı; “Hayalim, Troas Kültür Rotalarının en heyecan veren tarafı aslında. Rotaların yürünürken hissedilmesi, duyguların ortaya çıkması. Düşünsenize Atatürk Etabında Atamızın bastığı topraklarda yürümenin verdiği duyguyu, Cevatpaşa Paşa Etabında O’nun emirleri doğrultusunda askerlerimizin destan yazdığı tabya ve bataryaları takip ettiğinizi… Mitolojiye çok düşkün biriyseniz Hektor Etabında Hektor’un, Aşil Etabında Aşil’in mezarından geçtiğinizi… Bir Hristiyan’ın Aziz Paulos’un Çanakkale’de adımlayıp vaazlar verdiği antik şehirleri takip ettiğini… Mehmet Akif Ersoy Etabında, Akif’in doğduğu evi, büyüdüğü sokağı, yüzmeyi öğrendiği dereyi gördüğünüzü… Paris Etabında hep duyulan veya okunan, tanrıçalar arasında geçen dünyanın ilk güzellik yarışmasının gerçekleştiği yerlerde adımladığınızı… Bu hisler yanında dileyenlerin termal tesislerden yararlanacağı, dileyenlerin muhteşem kumsallarda yüzdüğü, dileyenlerin zirvelere çıkıp etrafı izleyebileceği parkurları… Kısacası insanlara vaat ettiğiniz çok şey olmalı ve bunların hepsi Çanakkale’de Troas Kültür Rotalarında var. Yürüyüşe ve bisiklete merakı olmayan insanların dahi bu hisleri tatmak için Çanakkale’ye geldiğini görmeyi istiyorum. Nihai amaç sağlandığında, yani İnsanlar bu rotalarda yürümeye geldiklerinde, köylerin kalkınması, çevreye olan duyarlılığın artması, sağlıklı yaşama sunulan katkılar, tarihsel ahde vefa, bunların hepsi beraberinde gelecektir. Ama bir turizm ürünün sürdürülebilir olması için önce bunu başarmalıyız.”

 

ÇANAKKALE İÇİN EN GÜZELİ DÜŞÜNCESİYLE, BİRLİKTE ve UYUM İÇİNDE

Topçu son olarak ise şunları söyledi; “Bir kar tanesini bir kartopu haline getiren Çanakkale’nin tanıtımı ve turizm altyapısı için çok büyük gayret gösteren Çanakkale Valisi Orhan Tavlı’ya, turizmden sorumlu Vali Yardımcısı Turan Yılmaz’a, Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Dokuz’a ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdullah Güç’e, 2018 Troya Yılı İcra Komitesindeki tüm yürütme üyelerine saygılarımla teşekkürlerimi iletiyorum. Ayrıca projeye desteğini en baştan bugüne hiç esirgemeyen Çanakkale Turist Rehberleri Odası başta olmak üzere, ÇATOD, TÜRSAB Çanakkale - Körfez BYK, Çanakkale Turizm Tanıtma Derneği, İstanbul merkezde kurulan ve kültürel mirasımıza sahip adına uluslararası bazda birçok hedefi olan Dünya Kültür Mirası Rehberleri Derneğine de şükranlarımı sunuyorum. Devlet kurumlarımız, ilgili sivil toplum kuruluşlarımız, üniversitemiz ve saha ekibi Çanakkale için en güzeli düşüncesiyle, birlikte ve uyum içinde çalışmalarını yürütmekte. Hepsine çok teşekkür ediyorum.”