Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (TÜRK-İŞ), 2022 Eylül ayı ‘açlık ve yoksulluk sınırı’ araştırmasına ait veriler açıklandı. Buna göre; Mutfak enflasyonu aylık %5,15 ve son on iki aylık %130,01 oranında artış gösterdi. Açlık sınırı 7.245 TL hesaplandı ve asgari ücretin 1.745 TL üzerinde oldu. Dört kişilik ailenin yapması gereken toplam harcama (yoksulluk sınırı) 23.600 TL. Bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 9.470 TL‘ye ulaştı.
TÜRK-İŞ araştırmasına ilişkin raporda şu ifadeler yer aldı; “TL değer kaybediyor, fiyatlar doludizgin artıyor, alım gücü hızla düşüyor. Sabit gelirliler dengeli, yeterli ve sağlıklı beslenebilmekten bile yoksunluk duyuyorlar. Talepten maliyete ve beklentilere kadar enflasyonun her türlüsü tüm varlık, mal ve hizmet fiyatlarını bozarken, bu geçici yoksunluk ön görülebilir gelecekte kalıcı yoksulluk haline dönüşme tehlikesi barındırıyor.
İnsan önce karnını doyurmak, sonra barınma ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılama ihtiyacı içindedir. Açlık, insani değerleri törpülerken toplumun dengesini sarsar. Yaz henüz biterken gıda fiyatlarındaki bu şiddetli artışın en temel sebebi Türk Lirasındaki özellikle son bir yılda oluşan yüksek değer kaybıdır. Üretimden tedariğe girdilerde ithal bağımlılığı yüksek hâle gelmiş olan Türkiye ekonomisi, dünyada enflasyonun yükselmeye başlaması ve başta FED olmak üzere hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkelerin peşi sıra faiz artırımları yoluyla parasal sıkılaşmaya gitmeleri karşısında geleneksel iktisadi öğretiden farklı bir yol izliyor. Bu tavır, yüksek enflasyonist ortamın oluşmasının en önemli nedeni oldu. 2021 Eylül ayından başlayarak bu aya kadar politika faizini %19’dan %12’ye çeken ekonomi yönetiminin hedefinin üretimi arttırmak, özellikle ihracat yolu ile cari açığı düşürmek, büyümeyi yüksek bir seviyede sürdürmek olduğu belirtilmişti.
Fakat bugün dünyada hiç bir ülkede enflasyon ile faiz arasındaki makas Türkiye’deki kadar açık değil ve enflasyon artarken gelen faiz indirimleri ile yıl içinde riskler çok hızlı şekilde yükseldi. Kur baskılanmasına rağmen TL Dolar karşısında %100’den fazla değer kaybederken Türkiye, iç karışıklıklarla boğuşan Zimbabve, Lübnan, Suriye, Sudan, Venezüella’dan sonra resmi verilerle dünyadaki en yüksek 6. enflasyona sahip ülke konumuna geldi. Dış ticaret açığı geçen 1 yılda 25,5 milyardan 62,1 milyar dolara çıktı. Döviz kurlarını tutmak için döviz satarak müdahale eden TCMB’nin rezervlerinden milyarlarca dolar eksildi. Kur korumalı mevduat hesaplarında, bir gün çözülecek olan 1,3 trilyon TL para birikti ve bunun Hazine’ye maliyeti -şimdilik- resmi açıklamaya göre 76,5 milyar TL oldu. İlgili kanun ile KKM’yi şirketlere cazip hâle getirmek için milyarlarca liralık vergi gelirinden vazgeçildi. Diğer yandan artan oranlı gelir vergisi sebebiyle bir çalışan hâlâ ocak ayında aldığı ücretini aralık ayında alamıyor. Ekonomi 2022’nin 2. çeyreğinde %7,6 büyüdü ama işgücü ödemelerinin milli gelirdeki payı yılın aynı döneminde 2021’e kıyasla artmak bir yana %7,2 azaldı. Vatandaşın devlete olan borcuna %30 gecikme faizi uygulanırken, vatandaşın devletten alacağına uygulanan faiz %9’da kaldı.
Tüm bu olumsuz sonuçların maaşlı, ücretli, yevmiyelilere yansıması ücretlere zam yapılarak bertaraf edilmeye çalışılıyor. Lakin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın beklentileri çıpalayamadığı bir ortamda enflasyon beklentisi gerçekleşen enflasyonla şekilleniyor. Bu da kendi kendini besleyen bir enflasyonist atmosfer yaratıyor. Sonuç olarak Ankara’da asgari ücret alan bekâr bir çalışanın, aylık yaşama maliyetini karşılayabilmesi için 3970 TL daha bulması gerekiyor. Yeni eğitim-öğretim ve çalışma dönemi başlarken başka şehirlere göçmek zorunda kalan öğrenci ve çalışanların en
kaygı duydukları konu kira ve ev fiyatları olmakta. Son resmi verilerle bir yılda inşaat maliyet endeksi %114,7 artarken bu inşaatlarda çalışan işçilerin maliyeti sadece %83,9 arttı. Bunun yanında konut fiyat endeksi %173,8 oranında artarken özellikle İstanbul’da ve birçok deniz kıyı şehrinde %200’ü aşan fiyat artışları yaşandı. Bu süreçte asgari ücrete %94,6’lık bir artış yapıldı. Yani asgari ücretle çalışan birisi ev alabilmek için geçen yıla kıyasla bu sene %40,7 daha fazla süre boyunca çalışmak durumunda kalıyor. Kira fiyatlarında ise ortalama %160’lık bir artış söz konusu oldu. Sabit gelirlilerin kazançlarının bu fiyatlar kadar artmadığı bir ortamda öğrenciler ve çalışanlar daha kalabalık evlerde kalmayı tercih ediyor, kamu personelleri büyük kentlerden ve sahil beldelerinden tayin istiyor. Yüksek kiralara mahkûm olanlar ise gıda, giyim gibi giderlerinde kısabildiği sınıra kadar kadar tüketimlerini kısmaya çabalıyor. Özellikle market markalı (private label) ürünlerin satıldığı indirim market zincirlerinin perakende sektöründeki payının %79’a çıkmış olması ve bazı giyim perakendecilerinin 2. el kıyafet satışlarına başlamış olmaları da başta dar gelirliler yönünden hayatı idame ettirebilmenin zorluğunu kanıtlar nitelikte.”
TÜRK-İŞ Araştırmasının 2022 Eylül ayı sonucuna göre; Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 7.245,18 TL’ye; gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 23.599,93 TL’ye; bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 9.469,35 TL’ye yükseldi. Ayrıca araştırmada TÜRK-İŞ hesaplamasında temel alınan ve doğrudan piyasadan derlenen fiyatlara göre, gıda ürünlerinde Eylül 2022 itibariyle gözlemlenen değişim harcama gruplarına yer verildi.