Deprem araştırmalarında yapan, sosyal medyada 'Deprem Tahmin ve Araştırma Merkezi' adı sayfa üzerinden tahmin ve çalışmalarını insanlarla paylaşan Ahmet Yakut, ülke hakkında genel düşüncelerini aktardı.
Marmara Denizi’nde İstanbul Silivri açıklarında yaşanan 5,8 büyüklüğündeki depremin etkisi devam ederken, bunun dışında Akdeniz ve Ege bölgesinde çok sayıda yaşanan sarsıntı tedirgin etmeye devam ediyor. 100 bin kişi tarafından takip edilen sosyal medyadaki 'Deprem Tahmin ve Araştırma Merkezi' sayfasında araştırma ve tahminlerini insanlarla paylaşan Ahmet Yakut son olarak bölge bölge Türkiye hakkındaki düşüncelerini oraya koydu. Yakut, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde yaşanan 5.0 şiddetindeki depremi 6 gün önceden tahmin ederek sosyal medya üzerinden 'Ayvacık'a Dikkat' uyarısında bulunmuştu.
“Uzun zamandır herkes kendi fikrini ortaya koydu. Sanırım şimdi sıra bana geldi. Bir kez daha belirtmek de fayda var ki, biz deprem tahmincilerinin yaptığı iş doğa ve elimizdeki bir çok parametre bulgularına göre yorumlama yapmaktır. İlerleyen süreci tabi ki bizlere en iyi gösterecek olan zaman ve zamanın da sahibi olan Allah'tır. Lafı sözü uzatmadan önümüzdeki süreci değerlendirelim!” diyerek sözlerine başlayan Yakut bölgeler halinde detay verdiği paylaşımında şu ifadeleri kullandı;
MARMARA
Marmara Denizinde meydana gelen depremler hakkında kendi fikrimi 2015'ten bu yana dek ortaya koydum ve o yıl en son yaptığım röportajda da Marmara Denizi içerisinde en azından iki sene daha 4.0- 4.5- 5.5 büyüklerini görebiliriz. Silivri açıklarında meydana gelen bu deprem umarım hepimiz için önemli bir ders ve gerçekçi bir tatbikat olmuştur. Marmara içinde geçenlerde de belirttiğim gibi;
Şahsi fikrim olarak 6.0 büyüklüğünü geçecek bir deprem yakın zamanlı olarak yaşanmaz. Ancak özellikle Marmara Batısının yine gerek mikro değer de ( 1.7 - 3.6) ve gerekse de 5.5 büyüklüğünü geçmeyecek depremleri üretebileceğini unutmamak gerek. Tekrar altını çizmek de fayda var ki !.. Beklenen Marmara depremi mutlaka olacak ve bence halâ daha zamanı var. Marmara için 2015 'ten bu yana dek öngördüğüm iki kısım Kumburgaz Açıkları ve Armutlu yarımadası, Mudanya- Bandırma uzantısıdır. Marmara'da elbet büyük deprem olacak ancak tarihsel verilere sığınarak, yakın zamanlı parametreler doğrultusunda konuşmak en mantıklısıdır. En iyisini tabi Allah bilir fakat elimizdeki bir çok argüman ve K.A.F.'ın deprem üretme aralığını da hesaplara katarsak Marmara için her geçen gün bir sona ilerleniyor. Önümüzdeki 3 yıl içinde bence Marmara'nın geciken ve kırılmayı bekleyen segmentlerinden birinde hasar verici bir deprem oluşturabilir. Medyumvari konuşma derdinde değilim ama açıkça Marmara ile alakalı aklımdaki her şeyi defalarca hem yazdım, hem de söyledim. 2022 (± 1 yıl) - 6.8 (± 0.3M) kendi araştırmalarım sonucu ortaya çıkardığım zaman aralığı ve değerledir. Benim düşüncem net! Marmara'dan önce Doğu'da büyük bir deprem olabilir. Ondan sonra bence Marmara'ya sıra gelebilir.
EGE BÖLGESİ
Marmara Depremi sonrası doğal olarak konuşulması gereken alanlardan biri Ege olacaktı. Marmara'dan geçen ve dünyanın en önemli ve en aktif faylarından biri olan K.A.F gibi olmasa da İzmir'de 13 tane fay var denildi. Yerden göğe haklılar ancak 13 fayla - K.A.F.' ı ( Kuzey Anadolu Fayını) asla mukayese edemeyiz. Zira K.A.F üzerinde yıllık biriken stres miktarıyla Ege Civarındaki fayların ya da graben sistemlerinin arasındaki fark oldukça açıktır. Ege bölgesindeki (açıklarda dahil) depremlerin kırılma aralıklarının 6.0 - 6.7 değer aralığını izlediği ve üzerindeki depremlerinde çok daha uzun yıllarda meydana geldiği unutulmamalıdır. Tabi ki bu riskler her zaman olabilir ama yakın zamanlı en azından Ekim ayı için konuşmak gerekirse özellikle Ege Açıklarımızın ani bir kırılmada 6.2 değerini geçecek bir deprem yaşayacağını düşünmem. Marmara Denizi içerisindeki aktivitenin Ege Havzasını ister istemez tetikleme unsuru taşıdığı için Saros - Midilli Adası- İzmir Körfezi ve Kuşadası - Marmaris uzantısında üretebileceği değerler ( 3.7 - 5.3) aralığıdır.
AKDENİZ
Kaynayan kazan diyebiliriz Akdeniz açıklarına. Burada meydana gelen her derin deprem Akdeniz kuzeyine taşınan bir enerji potansiyelidir. Girit Yayı gibi (Helen Yayı ) Dünyanın en yaşlı ve en aktif Dalma Batma zon kuşağına sahip olduğumuz bu alan, karasal olarak son yaşanan Denizli depreminde bizlere açıklarında ve iç kesimlerde neler yapacağını bir kez daha gösterdi. Fethiye - Burdur fayını da etkisi altında tutan Helen Yayı ve çevresi bence uyanmayı bekleyen devasa bir canavar. Ancak yakın zamanlı beklentilerim arasında (Ekim ayını değerlendirirsek ) Akdeniz açıklarında 5.8- üzerinde bir deprem olmaz...Ancak Akdeniz açıklardaki ve karasaldaki derin depremler Denizli'nin doğusunu - Isparta Kuzeyini iyiden iyiye ilerleyen süreçte sıkıştıracaktır. Bu yüzden Denizli (Çardak) - Afyon (Dazkırı - Şuhut -Çay üzerinde 5 ve üzeri depremleri görme potansiyelimiz olduğu söylenebilir.
DOĞU ve GÜNEYDOĞU
Bu yıl bitmeden bence ülkemizin doğusunu da 5 ve üzeri bir ya da bir den fazla depremle konuşabiliriz. Erzincan (Kemah) ve Tunceli (Ovacık) uzantısı başta olmak üzere kırılmayı bekleyen bir çok hat ve bunların yanında çözülmesi gereken bir çok soru var. Başkaları gibi burada kırılarak 5-6 ya da 7 büyüklüğüne varacak, hatta geçebilecek segmentleri bende sayarım bu sorun değil de gerekli olan yakın zamanlı parametrelerle olası bir yeri, bölgeyi ya da yaşayacağı büyüklüğü tespit etmeye çalışmaktır. Yoksa Karlıova - Yedisu başta olmak üzere K.A.F 'ın doğu ucu üzerinde 6 ve üzerinde deprem potansiyeli oluşturacak bir çok segment var.
GENEL MANADA OLAYI TOPARLARSAK!
* Marmara için her zaman dikkatli olmak gerek!
Ancak yakın zamanlı olarak ( Ekim ayı ) 5.5 üzerinde bir hareket ben beklemem. Dediğim gibi mikro değer kırılmalar illaki gelecektir ve bu durumda ilerleyen süreci bizlere gösterecektir.
* Ekim'in ilk haftasının bitimi sonrası Ege açıkları aktifleşebilir. Bu süreçte de ister istemez Soma - Akhisar uzantısını konuşabiliriz. Karasal olarak Çanakkale'den Muğla'ya kadar bir çizgi çizersek ani kırılmada 5.2 değeri üzerinde bir deprem olacağını bu ay içinde düşünmem. 2.3 -3.7 ya da 4.6 gibi değerler illaki ilerleyen süreçte iç Ege karasalında konuşulabilir.
Ülke olarak yıkıcı bir depremin zaman periyoduna aslından çoktan girdik ve bu periyotta ilerliyoruz. Bu yüzden doğusu, batısı, kuzeyi ya da güneyi neresi olursa olsun elimden geldiğince bildiklerimi öncesinden veya yakın zamanında sizlerle paylaşma derdindeyim. Kendi halinde 5 senedir bildiklerini sizinle paylaşan şahsi bir araştırmacı olduğumu ve hocalık bir vasfım ya da süper güçlerimin olmadığını, bir kez daha yinelemek isterim. Diyeceklerim ve bildiklerim bunlardan ibarettir. Bunlar da benim gerek sismik kırılma ilerleyişi, gerekse de diğer parametre bulgularına dayalı şahsi ikirlerimdir. Aklımdaki her şeyi açıkça ve korkmadan yazdım. Bundan sonrası da en doğrusu da, zamanın ve kainatın sahibinin bileceği iştir. İlmi veren ve ilmin yegane sahibi olan Allah'a hamdolsun...”
YORUMLAR