Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer, üniversite radyosunda konuk olduğu Kamuoyu Özel programında, üniversitedeki FETÖ mücadelesinden, bilimsel ve alt yapı çalışmalarına kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. Üniversitelerin rektörlük atamaları yeni bir sistemle gerçekleştiğini, şu an ÇMÜ’nün de dahil olduğu 11 üniversitede Rektör atama süreci devam ettiğini kaydeden Acer, bir sonraki dönemde de aday olduğunu açıkladı.
Acer, “Üniversitemiz dört yılını hep beraber yaşadık. Ben üniversitemizin gerçek anlamda düze çıktığını düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte akademik başarılar için çok daha müsait bir ortam var. Edindiğimiz tecrübe ve planlarımızla üniversitemizi daha da ileriye götürebileceğimize ve bu yönde çaba sarf edeceğimize inanıyorum. Dolayısıyla bunu tecrübenin gereği olarak bunu bir sorumluluk olarak da görüyorum. Bu nedenle bir sonra ki dönem de adayım” dedi.
Rektör olarak atandığında Türkiye’de üniversiteler arasında FETÖ yapısı ile mücadeleye başlayan ilk üniversitelerden olduklarını iade eden Prof. Dr. Yücel Acer, “2015 yılından önce Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Türkiye’de yaptığı bilimsel çalışmalar ve başarılar ile değil FETÖ yapılanması ile adından söz edilen bir üniversiteydi. 2015 yılında Rektör olarak atandığımda Türkiye’de üniversiteler arasında FETÖ yapısı ile mücadeleye başlayan ilk üniversitelerden biri bizdik. 15 Temmuz hain darbe girişiminden bir buçuk yıl önceydi. Bu dönemde bu mücadeleyi başlatmak cesaret gerektiren bunun yanında vizyon gerektiren bir durumdu” dedi.
FETÖ ile mücadelenin ciddi bir zaman aldığına vurgu yapan Rektör Acer, o dönemdeki desteklerinden dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle vurgulamak isterim ki Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman buradaki durumu biliyordu. Dolayısıyla burada bir değişimin gerekli olduğunu bilen kişiydi. Onun destekleri ile burada bir yönetim değişikliği oldu ve yeni bir anlayış geldi. Bizde bunun gereğini yerine getirmek için uğraştık. Başlarda zordu tabi. Burada dört yıl bulunmuş bir yönetim biçimi vardı ve bu üniversitede bir sindirilmişlik oluşturmuştu. Belli oranda da bir kadrolaşma oluşmuştu. Dolayısıyla bütün bunlara karşı çıkıp yeni bir yönetim anlayışı kurma çabası bir cesaret ve bunun yanı sıra da bir vizyon gerektiriyordu. Ayrıca özellikle 15 Temmuzdan önce bu yapının burada zayıflatılmasını destekleyen bir mevzuat yoktu.”
FETÖ İLE MÜCADELE SIRASINDA ÜNİVERSİTEMİZİN GELİŞİMİ İÇİN DE YOĞUN OLARAK ÇALIŞTIK
Geleceğe yön vermek için geçmişi unutmamak ve geçmişten dersler çıkarmak gerektiğinin altını çizen Rektör Acer, yönetim olarak FETÖ ile mücadele etmenin yanı sıra Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin ileriye doğru ilerlemesini bir kenara koymadıklarını ve yoğun bir şekilde çalıştıklarını belirterek, “Bu dört yıl içerisinde bizim bir taraftan ihmal etmememiz gereken husus Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin bilimsel alanda ilerlemesini sağlamaktı. Buna çok ciddi zaman ayırdık. Burada 50 bin civarında öğrencimiz var. Bunların eğitim öğretiminin, sosyal ortamlarının, alt yapı ihtiyaçlarımızın ve akademik kalitemizin artırılması meselesini bir kenara koyamazdık. O yüzden de yoğun bir çalışma dönemiydi. Ben hep yönetici olarak şunu söylerim. Bir kurumda bir şey kendiliğinde gidiyormuş gibi görünüyorsa bilin ki yönetim o ortamda bir şeyler yapıyordur. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde bu zorlu süreçler kendiliğinden halledilmiş gibi oldu. Dışardan böyle gözüküyor. Bunun böyle olmasını da istedik çünkü yaptığımız mücadelenin ve çalışmaların reklamını yaparak üniversitemizin önüne geçmek istemedik ama hiçbir şey kendiliğinden gitmiyor ve ciddi emek gerektiriyor. Bunun başarılması bir ekip, anlayış işiydi. Bunların hepsi bu şekilde başarıldı” dedi.
ARAŞTIRMA SONUÇLARI, ÇOMÜ’NÜN BAŞARILARI İLE YUKARIYA DOĞRU ÇIKTIĞINI GÖSTERDİ
Rektör Acer, ÇOMÜ’nün akademik kalitesini, öğrencilerinin memnuniyeti artırmak için yaptıkları çalışmaların sonuçlarının bağımsız araştırma şirketlerinin yaptığı araştırmalarla da ortaya çıktığının altını çizerek, “Bağımsız araştırma şirketleri Türkiye’de akademik kalite değerlendirmeleri, üniversitelerin durumu, hangi üniversite kaçıncı sırada gibi çalışmalar yapıyor. Türkiye’de şuan toplam 206 yükseköğretim kurumu var. Bunlardan 129 tanesi devlet üniversitesi. Türkiye’de üniversite öğrencisi sayısı toplamda 8 milyona yakın. Üniversitemizin bütün bu üniversitelerin içindeki sıralamasına dikkat etmemiz lazım. Yani iyiye mi gidiyoruz, kötüye mi. Türkiye’de ki bütün üniversitelerin içerisinde 2016 yılında, benim başladığım yıl itibari ile 55. sırada iken 2018 yılında 46. sıraya yükselmişiz. Yani 9 basamak iyiye gitmişiz. Devlet üniversiteleri arasında ise 46. sırada iken 38. sıraya yükselmişiz. Öğrencilerimizin iyi bir eğitim alıp almadığını kontrol etmemiz gerekiyor. Bunu belirlenmesinde öğrencilerin memnuniyeti çok önemli. Belli bir süreden beri Türkiye’de öğrenciler arasında memnuniyet anketleri yapılıyor. Bizde üniversite olarak epey mesafe kat ettik. Örneğin, devlet üniversiteleri içerisinde 2016 yılında 26.sıradayken şimdi 16.sıraya çıkarak 10 basamak ilerledik. Bizlerin tam istediği nokta bu değil. Ben Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Türkiye’de en iyi 20 üniversite arasında olması gerektiğine inanıyorum. Bunu başarabilecek bir üniversite olduğunu da biliyorum. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde hedefimiz bu. Bu rakamlar bize şunu gösteriyor. ÇOMÜ bu zor döneminde de ilerlemeye devam etmiş ve daha iyi basamaklara yükselmiş. Bu da bize daha yüksek noktalara çıkabileceğimizin cesaretini veriyor” ifadelerini kullandı.
“HEDEFİMİZ; TARİH, ARKEOLOJİ, TURİZM, TARIM, ASTROFİZİK, BALKANLAR ALANLARINDA UZMANLAŞMAK”
“Bir üniversite uluslararası noktaya ulaşamazsa kendisini geliştirme konusunda ciddi sıkıntılar yaşar. Biz bilim yapan kurumlar olarak küresel ölçekte neler olup bittiğini takip ediyor olmamız lazım. Aksi takdirde burada geliştirip ürettiğiniz şeylerin anlamı olmaz. Dünyanın geri kalanını takip ederek onlarla iş birliği yapıyor olmamız gerek. Bu bağlamda ÇOMÜ’de uluslararasılaşmaya ve uluslararası öğrenciler tarafından daha çok tercih edilen bir üniversite olmaya büyük önem veriyoruz. Şuan 70 farklı ülkeden 1680 uluslararası öğrencimiz var. 2015’te bu sayı 400 iken bu sene 1680 oldu. Afrika’dan, Balkanlar’dan, Orta Asya’dan, öğrencilerimiz var” diyen Rektör Acer ÇOMÜ’nün çeşitli alanlarda uzmanlaşması gerektiğinin altını çizdi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Üniversitemizin Türkiye ve dünyada bazı alanlarda uzmanlaşması gerekiyor. Bu alanların hangileri olmalı konusunda bir takım çalışmalar yaptık. Tarih, Arkeoloji, Turizm, Tarım, Astrofizik, Balkanlar başlıca alanlarımız olarak belirledik. Astrofizik alanında birçok önemli çalışmaya imza attık. Türkiye’de bu alandaki en büyük teleskoba ve en iyi çalışma ekibine sahibiz. Çanakkale; tarih, arkeoloji ve turizm şehri. Üçünün aynı alanda bulunduğu başka bir şehir yok. Çanakkale’de hem antik tarih, hem Osmanlı tarihi, hem de Cumhuriyet tarihine ait kalıntılar bulmanız mümkün. Dolayısıyla bu potansiyeli Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin iyi araştırıyor, iyi çalışıyor olması gerekir. Üçüncü bir alan; gıda ve tarım. Şimdi Türkiye’de her yerde tarım var. Urfa’da da, Orta Anadolu’da da ama Çanakkale birçok üründe Türkiye’de sıralamaya giren bir şehir. Bu noktada Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi tarım ve gıdayı en iyi çalışan üniversitelerden biri olmalı. Balkanlar Osmanlıdan beri bizim toplumuzda önemli bir yere sahip. Çanakkale Balkanlarla içli dışlı bir yer. Buraya göçenler, buradan orayla akrabalık ilişkileri olanlar. Balkanlar bizi takip ediyor. Orada Türkçe konuşmak, Türkiye’yi bilmek, Türkiye’nin yanında olmak itibarlı bir şey. Onlarda Türkiye’nin yanlarında olduğu için güçlü hissediyorlar. Üniversitemizin Balkanlarla ilişkisini geliştirmek, kalıcı hale getirmek için ziyaretler gerçekleştirdik. Oradaki üniversiteler ile ortak master ve doktora programı oluşturduk. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Balkanların tarihini, kültürünü, günümüz ekonomisini, siyasetini en iyi çalışan, en iyi takip eden günü gününe takip eden ve Türkiye’de Balkanlarda ne oluyoru anlamak için yüzümüzün çevrileceği üniversite olmalı. Bu yönde çalışıyoruz ve amacımız Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin Balkanları en iyi bilen üniversite yapmak. Bunun için Balkan ve Ege Araştırmaları Merkezini kurduk. Ben ümit ediyorum ki beş yıl sonra Balkanlar konusunda ses getiren bir üniversite olacak burası.
ÖĞRENCİLERİMİZİN İSTEDİĞİ SPORU YAPACAKLARI ALT YAPIYI OLUŞTURDUK
Spor kültürü konusunda da ben yeterince güçlü olmadığımıza inanıyorum. Türkiye genç nüfus oranı yüksek bir ülke, ancak başarılı sporcu sayımız olması gerektiği yerde değil. Amacımız üniversitemiz öğrencilerinin öğrencilik hayatları boyunca düzenli olarak bir sporu yapsın. Üniversitemizde öğrencilerimiz için istedikleri sporu yapabilecekleri bir spor alt yapısı oluşturduk. Mesela tenis kortları ekledik, yüzme havuzunu yeniledik. Mart ayının başında fitness salonu açıyoruz. Unutulmaya yüz tutan milli sporlarımızı yeniden canlandırıyoruz. Öğrencilerimiz okçuluktan, güreşe, cirite kadar birçok sporu yapabilecekler.
ÇOMÜ’NÜN BÜTÇESİ %30 ARTTI
Bütçemizde geçen yıla oranla %30’luk bir artış var. ÇOMÜ büyüyor, bunun da bir göstergesi bu. Bu rakamlar önemli çünkü biz son 4 yılda her yıl ortalama 60 milyon TL yatırım bütçesi kullandık. Devasa bir hastane binasını bitirdik. Anafartalar Kampüsü’nü yaptık bitirdik. Biga’da iki tane okul binamızı yaptık bitirdik. Ayvacık MYO’yu yaptık bitirdik. Spor Salonu, Teknopark, bunların hepsi bu bütçeyle yapılıp bitirildi. Bu kaynakların üniversitemize aktarılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bülent Turan Beyefendinin çok ciddi destekleri oldu ben Çanakkale’nin oradaki evi olarak görüyorum Bülent Turan’ı. Rüzgâr Tribünü projemiz var. Türkiye’de kendi enerjisinin kendisi üretecek bir üniversite olmayı hedefliyoruz. İlk defa hükümet bir üniversitenin enerji projesine bütçe verdi.
“BİR SONRA Kİ DÖNEM DE ADAYIM”
Üniversitelerin rektörlük atamaları yeni bir sistemle gerçekleşiyor. Şu an Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin de dahil olduğu 11 üniversitede Rektör atama süreci devam ediyor. Bu süreç Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)’e başvurular ile başlıyor. Adaylar belirlendikten sonra YÖK adayların her biri ile mülakatlar gerçekleştiriyor. Kişiler hem şahsi olarak değerlendiriliyor hem de üniversite ile ilgili vizyonlarına bakılıyor. Seçilen isimler Sayın Cumhurbaşkanımıza gönderiliyor ve o da atamayı gerçekleştiriyor. Üniversitemiz dört yılını hep beraber yaşadık. Ben üniversitemizin gerçek anlamda düze çıktığını düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte akademik başarılar için çok daha müsait bir ortam var. Edindiğimiz tecrübe ve planlarımızla üniversitemizi daha da ileriye götürebileceğimize ve bu yönde çaba sarf edeceğimize inanıyorum. Dolayısıyla bunu tecrübenin gereği olarak bunu bir sorumluluk olarak da görüyorum. Bu nedenle bir sonra ki dönem de adayım.”
YORUMLAR