Şehrin içe suyu kaynağı Atikhisar Barajı’ndaki su seviyesi geçtiğimiz ay yüzde 25 oranına düşmesinin ardından Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hicri Nalbant kuraklık uyarılarda bulunmuş ve yağışların az olmasından kaynaklı, bu sene yaşanan kuraklığın en şiddetlisi olduğu yönünde açıklamalarda bulunmuştu. Aralık ayına girmemiz ile beraber barajdaki su seviyesi ise yüzde 22’ye düşmesiyle kuraklık tehlikesinin daha çok arttığı uzmanlar tarafından açıklandı.
Çanakkale’de bu sene yağışların az olmasının ardından Atikhisar Barajı’ndaki su seviyesi geçtiğimiz ay yüzde 25 iken, bu ay yüzde 22’ye düştü. Uzmanlardan gelen açıklamaya göre; barajdaki suyun artması için gereken yağışlar olmadığı takdirde Çanakkale için yaklaşık 1 yıllık içme suyu rezervi kaldı. Bölgedeki bazı köylerin de zirai sulama ihtiyacını karşılayan Atikhisar Barajı'ndaki suyun azaldığını ve tasarruf edilmesi gerektiği Belediye Başkanı Ülgür Gökhan tarafından da geçtiğimiz ay meclis toplantısında açıklanmış ve Gökhan, bu konuda herkesi tedbirli davranmaya davet etmişti. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında 27 milyon 385 bin metreküp su rezervine sahip olana Atikhisar Barajı’nda bu sene Kasım ayında 12 milyon 149 bin metreküp su bulunması ise durumun kritikliğini gözler önüne serdi.
ATİKHİSAR BARAJI’NDA SU SEVİYE DÜŞÜYOR
Su seviyenin bu ay daha düşük seviyeye gelmesinin ardından değerlendirmelerde bulunan Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hicri Nalbant, “Atikhisar Barajı’nda bundan 10 gün önce yaptığımız bir değerlendirmede yüzde 25’lerdeydi. Şu anda 22’ye düşmüş halbuki beklenen yüzde 25’lerin üstüne çıkması mevsim olarak. Bu şunu gösteriyor kış girmesine rağmen yağışların çok olduğu bir döneme girmiş olmamıza rağmen Atikhisar Barajı’nda su seviyesi düşüyor. Bu ne kadar kritik bir yerde olduğumuzu, ne kadar zor durumda olduğumuzu gösteriyor” dedi.
“BULUNDUĞUMUZ BÖLGE KRİTİK BİR BÖLGE”
“Bundan 10 yıl önce barajın dolmadığını zaman zaman yüzde 35’ler seviyesinde kaldığını hatırlıyoruz. Zaman zaman böyle kuraklıklar görülmüştü ama bu seneki kuraklık diğer yıllara göre çok daha şiddetli bir kuraklık” diyen Nalbant, “Bunda da küresel ısınmanın etkilerini görüyoruz. Dünyanın birçok bölgesinde küresel ısınmanın etkileri görülüyor. Türkiye’de de görülüyor ama Türkiye’de bu işin en şiddetli yaşadığı yerlerden birisi de bölgemiz. Özellikle Biga Yarımadası içinde bulunduğumuz bölgemiz. Bulunduğumuz bölge kritik bir bölge. Atikhisar barajı olarak düşündüğümüzde Çanakkale’nin tek içme, kullanma, sulama kaynağımız. Yedeği yok. Baraj bizim için çok önemli. Onun için bu durum bize şunu gösteriyor; şu anda mevcut suya baktığımızda Çanakkale’ye bir yıl yetecek su yok. O zaman bu suyu çok iyi korumamız lazım” diye konuştu.
“TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ BU KONUDA YENİ BİR PLAN YAPMALIDIR”
Suyun önemli bir bölümünün de sulama suyu olarak kullanıldığını söyleyen Nalbant, “Sulama suyunda neler yapıyoruz; sebze meyve bahçelerimiz var bu barajdan sulanan. Tarım İl Müdürlüğü bugünden başlayarak, bu konuda yeni bir plan yapmalıdır. Tedbirler almalıdır. O zaman sebze, çeltik üretiminde kısıtlamalara gidilmesi gerekiyor. Meyve üretiminde kısıtlamaya gidilme şansı yok. Ama sebzede üretimi bir miktar ayarlama şansımız var ama bu sefer de açlıkla karşı karşıya kalırız. Bu yüzden su çok önemli. Yaşadığımız pandemi nedeniyle su tüketimi arttı. Halen daha devam ediyor. Tabi ki sağlık nedeniyle hepimiz ellerimizi yıkayalım ama tasarruflu kullanalım” ifadelerinde bulundu.
“GÜN SU KAYNAKLARINA SAHİP ÇIKMA GÜNÜDÜR”
Başkan Nalbant, sadece Çanakkale’de değil geçtiğimiz günlerde Edirne’de de içme suyu sağlayan barajın kurumuş olduğu haberleri çıktığını söyledi. “Su sıkıntısı bölgemiz için çok ciddi bir sorundur. Bunun için nerede kullanırsak kullanalım hem tarımda hem içme suyu olarak kullanırken suyumuzu tasarruflu kullanacağız. Hep birlikte baraja suyuna sahip çıkmamız lazım. Bunu siyasi konu olarak değerlendirmemeliyiz. Çünkü su bittiği zaman A partisi B partisi hiç ayrım yapmaz. Hava kirlendiği zaman zehirli havayı hep birlikte soluruz. Gün Atikhisar Barajına, su kaynaklarına sahip çıkma günüdür” çağrısında bulundu.
“ALINABİLECEK SU YÜZDE 10-15’LERDE”
Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya ise Atikhisar barajı dahil olmak üzere bölgemizdeki barajların tamamında tehlike çanlarının çalmaya başladığını söyleyerek, “Burada yüzde 22, Bayramiç’te yüzde 10 seviyelerinde, göletler sıfır derecesine kadar indi. Atikhisar Barajı’nda içme suyu olarak kullanıyoruz yüzde 22 olarak kullanıyoruz ama alınabilecek su yüzde 10-15’lerde aslında. Çok kurak bir yıl geçiriyoruz. Böyle devam ederse sondaj kuyuları açarak devam edilir. Ama ben böyle bir şey olacağını düşünmüyorum. Bugüne kadar belki kurak seyretti ama önümüzdeki günlerde yağışların başlaması ile beraber boşalan gölet ve barajlarımızın dolacağını, öncelikle içme ve kullanma suyu olmak üzere daha sonra tarımda kullanmak üzere göletlerde ve barajlarda birikeceğini düşünüyorum” şeklinde fikirlerini belirtti.
“DAHA AZ SUYLA DAHA FAZLA VERİM ALABİLECEK PLANLAR YAPMAMIZ GEREK”
“Ama buradan çıkartmamız gereken bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Daha önceden defalarca söylediğimiz gibi su kullanımında israfın önüne geçmemiz gerek. Daha az suyla daha fazla verim alabilecek planlar yapmamız gerek” diyen Başkan Kaya, “Şu an kısa vadeli problemlerin çözümüyle uğraşıyoruz ama bizim özellikle göletlerde ve barajlarda biriken sularımızı çok dikkatli kullanmamız gerek. Tarım da ve içme suyu olarak çok dikkatli ve tasarruflu kullanmalıyız. Bunun için bakanlığın politikalar geliştirmesi ve fikirler üretmesi gerektiğini, bu yönde üreticinin bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Her şey de olduğu gibi, su kullanımında da israftan kaçınmamız gerek” dedi.
“VARLIĞINDA YOKLUĞU ASLA UNUTULMAMALI, UNUTTURULMAMALI”
Başkan Kaya, “Gerçekten zor bir yıl oldu, üretim için de zor bir yıl oldu. Kurak bir yıl, kurak bir yaz geçti. Neticemizde bölgemizde ne kadar baraj ve gölet varsa hepsinde barajlarımız kırmızı dediğimiz tehlikeli seviyede ve acilen yağış bekliyoruz. İnşallah beklediğimiz yağışlarımız gelir ve su seviyelerimiz normale döner. Su varlığında bolluğunda kıymeti belki daha az anlaşılan ama yokluğunda ne kadar kıymetli olduğunu çok derin bir şekilde hissettiren yaşamımıza devam edebilmemiz için olmaz ise olmazımız. Onun için her şeyde israftan kaçınalım ama su kullanımında israftan bir tık daha fazla kaçınalım. Varlığında yokluğu asla unutulmamalı, unutturulmamalı” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR