Atatürk’ün Çanakkale’ye gelişi törenle kutlandı

Atatürk'ün Çanakkale'ye gelişi törenle kutlandı

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhurbaşkanı olarak 1 Eylül 1928'de Çanakkale'ye ilk gelişinin 92. yıldönümü nedeni ile çelenk sunma töreni gerçekleştirildi.

01 Eylül 2020 - 15:34

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhurbaşkanı olarak 1 Eylül 1928'de Çanakkale'ye ilk gelişinin 92. yıldönümü nedeni ile çelenk sunma töreni gerçekleştirildi.

Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen törene Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, Çanakkale Kent Konseyi Başkanı Evren Kızoğlu ile çok sayıda kentli katılım gösterdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından katılımcılar Atatürk büstüne çelenk sunumu gerçekleştirdi. Tören, günün anlam ve önemine ilişkin yapılan konuşmalar ile sona erdi.

Atatürk’ün Cumhurbaşkanı olarak Çanakkale’ye ilk gelişi 1 Eylül 1928 tarihindedir. Bu tarihte Atatürk Ertuğrul Yatı ile Dolmabahçe’den Çanakkale’ye hareket etmiştir. O gün Çanakkale’de Valiliği ve Belediyeyi ziyaret etmişler, yeni harflerin öğretimi konusundaki çalışmaları denetleyip halkla konuşmuş, kalabalıktan pek çoğunu kara tahtanın başına çağırarak Latin harfleriyle cümleler yazdırmış, halkın yeni harfleri öğrenme heyecanı ve isteklerinden çok memnun olmuştur. Saat 16.00’da Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar’ı gezerek harp anılarını tazeleyip geceyi Ertuğrul Yatında geçiren Atatürk 2 Eylül günü Gelibolu’da yeni harfler konusundaki çalışmaları izleyip Akşam İstanbul’a dönmüştür. Atatürk’ün Çanakkale’ye yaptığı seyahatlerden en bilgisine vakıf olduğumuz seyahat de bu olmuştur. Dönemin gazetelerinden İkdam’ın 4 Eylül 1928 tarihli nüshasında bu seyahatten epeyce söz edilmiştir.

ANAFARTALAR HARP SAHASI ÜZERİNDE ÇANAKKALE ZAFERİ HAKKINDA (1 EYLÜL 1928)

“Bir müddet Belediye’de kaldıktan sonra büyük tezahürat arasında Çanakkale’den ayrıldılar. Reisicumhur Hazretleri yata bindikten sonra doğruca Maydos’ a hareket edilmesini emir buyurdular. Bir müddet sonra Maydos’a ulaşıldı. Reis-i Cumhur Hazretleri maiyetleri ile beraber yattan çıkarak hazırlanan otomobillere bindiler. Otomobillere “Anafarta harp sahasına doğru!” emrini verdiler. Gazi Hazretleri harp sahasına ulaştıktan sonra otomobilden indiler ve bir zamanlar bir vatan kurtardıkları o yerleri birer birer dolaştılar. Reisicumhur Hazretleri tam dört saat yaya yürüyerek Harb-i Umumi esnasında kumanda ettikleri Anafartalar sahası üzerinde dolaştılar ve yalçın tepelerde geçen büyük tarihi bize canlandırarak izah ettiler. Gazi Hazretleri harp esnasında kumanda ettikleri yerlerden tepeleri gösteriyor ve düşmanın nasıl denize döküldüğünü, nasıl hücumlar yapıldığını, nasıl kalbine gelen bir kurşunla saatinin parçalandığını izah ediyorlardı.

Reisicumhur Hazretleri izahat verirlerken bütün bu tarih gözlerimizin önünde ve hakiki bir dekor halinde olduğu gibi canlanıyordu. Gazi Hazretleri hem söylüyor hem de hadiseleri bugün oluyormuş gibi, Arıburnu’nu, Conkbayırı’nı, Kanlı dereyi, Cesaret Tepesi’ni ziyaret ederek anlatıyorlardı. Bilhassa Reisicumhur Hazretleri nasıl yaralandıklarını, yaralandıkları tepelerin üzerinde anlatırlarken tüylerimiz ürperiyordu. O anda büyük bir heyecan içinde bulunuyordum. Bu münasebetle Reis-i Cumhur Hazretlerinin sinsi bir kurşunun kalbi üzerine isabet ederek saatinin nasıl parçalandığı hakkında söyledikleri sözleri harfiyen şimdi hatırlayamıyorum. Reisicumhur Hazretleri kıtalara taarruz emrini vermeyi kararlaştırmışlar. Bunun için bizzat harp sahasını yakından incelemek istemişler, ileri hatlara gitmişler ve düşmanla en yakından temas ederek vaziyeti anladıktan sonra kıtalarına taarruz emrini vermişlerdi. Reisicumhur Hazretleri “Taarruz başladığı sırada vaziyeti olduğu gibi görebilmek için ayakta bulunuyordum. İşte bu sırada bir kurşun kalbimi parçalayacak yerde saatimi parçaladı ve ben kurtuldum” buyurdular. Gazi Hazretleri kıtalarının nasıl düşman üzerine hücum ettiklerini anlattılar. Hücum sahalarını göstererek “İşte silahlarına süngülerini takan askerler verdiğim işaret üzerine şu gördüğünüz tepelerden aşağı doğru sarkarak düşmanla boğaz boğaza, süngü süngüye harp ederek düşmanı denize döktüler” buyurdular. Reisicumhur Hazretleri bütün harp sahalarını dolaştıktan sonra Maydos’a dönerek gece saat 10’a doğru yatı teşrif buyurdular.

Reis-i Cumhur’un bu gezisi ile alakalı olarak çeşitli süregelen sözlü tarih aktarımlarında bahsedecek olursak en büyük ve anlatılagelen hikâye Büyükanafarta Köyü’nde geçer. Bu ziyarette muhtemelen Maydos’a dönerken uğradığı esnasında gerçekleşen bu vakada köyde yaşayan bir Avcı Hüseyin’den söz edilir. Bildirilene göre bu zat Atatürk’ün izcisiymiş. Atatürk’ü harp yerine götürüp getirirmiş. Atatürk köy meydanına geliyor ve ‘Burada bir avcı Hüseyin vardı, onu bulun bana’ diyor, ama avcı Hüseyin, gelmemiş. Atatürk de Avcı Hüseyin gelmeyince geri dönüp gitmiş. Kimileri Avcı Hüseyin’in Atatürk’e çift bozan vergisini arttırdığı için kızdığını ondan gitmediğini ifade eder. Avcı Hüseyin’in gitmemesi üzerine Atatürk’ün “Bari söyleyin bir istediği var mıdır?” demiş, Avcı Hüseyin’in de orada birinde satılık olan bir tüfek için “Söyleyin alırsa onu alsın, almazsa başka da bir istediğim yoktur.” diye karşılık verdiği, Atatürk’ün de bu tüfeği satın alıp Avcı Hüseyin’e gönderdiği ve bu tüfeğin de yakın bir geçmişte yok paraya birilerine satıldığı anlatılanlar arasında…

GELİBOLU MANEVRALARI SIRASINDA YENI HARFLER VE ZİRAAT HAKKINDA HALKLA SOHBET (2 EYLÜL 1928)

“Reisicumhur Hazretlerinin Çanakkale’de seyahatleri hakkında malumat almak üzere Gazi Hazretlerine refakat etmiş olan Seryaver Rüsuhi Beyefendiye müracaat ettik. Rüsuhi Beyefendi ricamızı yerine getirerek şu tafsilatı verdiler: Bir müddet istirahatten sonra Başvekil İsmet Paşa Hazretlerine yatın telsizi vasıtasıyla derhal bir telgraf çektiler. Bu telgrafta Kalamış koyunda bulunan donanmanın Gelibolu istikametinde hareket etmesini ve Çanakkale’de genel bir manevra yapılacağını bildirdiler. Donanmanın bütün mevcuduyla saat birde Gelibolu istikametinde hareket ettiği haber verildi. Gece geçti ve Reisicumhur Hazretleri ertesi sabah saat dokuzda Gelibolu ya hareket edilmesini emir buyurdular. Gazi Hazretleri bu suretle İstanbul’dan sonra donanma ile Gelibolu önlerinde buluşmak istiyorlardı. Nitekim öyle oldu, Gelibolu açıklarında donanma göründü. Reisicumhur Hazretleri bizzat manevrayı tertip ettiler. Donanma kırmızı ve mavi olmak üzere ikiye ayrıldı ve Reisicumhur Hazretleri telsizle kumanda ederek donanmanın manevralarını takip ettiler. Harp vaziyetini bizzat kendileri hazırlamış bulunuyorlardı. Harp başladı. Reisicumhur Hazretleri muharebe devam ederken, gerek kırmızı ve gerek mavi taraf kumandanlarına bu vaziyet karşısındaki karar ve emirlerinin neden ibaret olduğunu telsizle soruyorlar ve kumandanlardan aldıkları cevaplar “Çok iyi, isabet ediyorlar!, diyerek memnuniyetlerini beyan ediyorlardı. Reisicumhur Hazretleri iki saat telsiz başında manevrayı takip buyurduktan sonra, Safvet Bey’i gündüz harekâtı için talimat vererek donanmaya gönderdiler ve kendileri de sahillere dökülen on binlerce halkın muazzam tezahüratı arasında Gelibolu’yu teşrif ettiler ve doğruca Hükümet Konağı’na gittiler. Bütün memurlar toplandılar. Ortaya bir siyah tahta koydurdular ve kendileri de tahtanın başına geçerek me-murları birer birer imtihan ettiler. Reisicumhur Hazretleri aldıkları neticeden çok memnun kaldılar. Hakikaten büyük küçük herkes yeni harfleri öğrenmiş bulunuyordu. Gazi Hazretleri Hükümet Konağı’ndan sonra Belediye’yi teşrif ettiler. Şereflerine tertip olunan çay ziyafetinde bulundular Reisicumhur Hazretleri yeni harfler etrafında halkla fikir alışverişinde bulundular Daha sonra çiftçilerle görüştüler.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Çanakkale’de ziyaret ve incelemelerde bulundu
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Çanakkale’de ziyaret ve...
ÇOMÜ Stratejik Plan Lansmanı Gerçekleşti
ÇOMÜ Stratejik Plan Lansmanı Gerçekleşti