Arıyı Öldürme, Verimi Düşürme!

Arıyı Öldürme, Verimi Düşürme!

Çanakkale Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri’nin her açıklamasında dile getirdiği meyve sahiplerinin ‘ilaçlarını erken saatlerde atmasının getirdiği arı ölümü sıkıntısını’ duyurmak ve meyve sahiplerini bilinçlendirmek amacıyla İl Tarım Orman Müdürlüğü afiş yaptırarak, çevre köylere dağıtmak üzere hazırlandı.

03 Şubat 2020 - 17:33

Çanakkale Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri’nin her açıklamasında dile getirdiği meyve sahiplerinin ‘ilaçlarını erken saatlerde atmasının getirdiği arı ölümü sıkıntısını’ duyurmak ve meyve sahiplerini bilinçlendirmek amacıyla İl Tarım Orman Müdürlüğü afiş yaptırarak, çevre köylere dağıtmak üzere hazırlandı. Meyve oluşumunun yüksek oranda arılar sayesinde gerçekleştiğini belirten Başkan İleri ise, çiftçilere ve meyve sahiplerine seslenerek, “Arıyı öldürme, arı senin işçin, senin yardımcın. Onun için arıya sahip çık” ifadelerini kullandı.

Çanakkale İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri, İl Tarım Orman Müdürlüğü yetkili ve çalışanlarına konuyla ilgilerinden ötürü teşekkürlerini dile getirerek, konunun önemini anlattı. Meyve çiçeklerinin döllenmesinde arının çok önemli bir rolü olduğunu dile getiren İleri, istatistiklerin ve uzmanların görüşleri ile bunun kanıtlandığını da söyledi. Meyve sahiplerinin ağaçlarını ilaçlama işlemlerinin gündüz vakitlerinde yapmasının, birçok arı ölümüne sebep olduğunu söyleyen İleri, çiftçilerden tek isteklerinin ilaçlamaları ‘akşam saatlerinde’ yapmaları olduğunun altını çizdi. Çift taraflı bir kazanç olacağını da söyleyen Başkan Cahit İleri, “Dünyadaki gıda maddelerinin yüzde 90’ı 82 bitki türünden oluşuyor. Yaşamımızı onlarla sürdürüyoruz. Bu 82 bitki türünden 63’ü ise arı döllemesine muhtaç. Arı olursa yaşamını sağlıklı sürdürüyorlar, meyve tutuyorlar hatta bunlardan 39 tanesi arı ile alakalı. Arıyı çektiğiniz zaman bu bitkiler meyve vermiyor. Bu bizim yaşamamıza gıda temin eden, pazardan aldığımız, evimize soframıza getirdiğimiz birçok bitki türü bu şekilde. Belki bunun bu kadar önemli olduğunu birçok kişi bilmiyor. Çiftçi toprağı işlemiş, meyvesini almış, biz de parasını veriyoruz ve bu meyveleri yiyoruz ama 39 bitki türü tamamen arıya muhtaç. Ne kadar çiftçiliğiniz iyi olursa olsun eğer işin içine arıyı koymazsanız o bitkiden hiçbir şey elde edemiyorsunuz. Yapılan istatistiklerde insan yaşamında tüketilen gıdaların üçte biri arılar tarafından elde ediliyor. Biz elimize üç kilo yiyecek getiriyorsak bunun bir kilosu arıların tozlaşması ile elde ediliyor. Mesela badem ağacı süslenir ilkbaharda, en erken çiçek açanlardan bir tanesidir. Çok yoğun çiçek açar, badem açar yüzde yüz arı tarafından döllenir. Elmanın yüzde 90’ı, kayısının 56’sı, pamuğun yüzde 80’i gibi… Bu tür meyveler arıya muhtaç” şeklinde anlattı.

“ARIYI ÇEKERSEK BİTKİLERDEN MEYVE ELDE ETMEK MÜMKÜN DEĞİL”

Arıların meyve oluşumuna yardımcı olmasının öyküsünü anlatan Başkan İleri, “Çiçeğin yapısına baktığınız zaman; çiçeğin ortasında bir dişicik etrafında erkek organlar var. Erkek organlar eğer olgunlaşır da polenleri dişiciğin tepesine gelirse meyve tutumu oluyor. Arı çiçeği ziyaret ettiği zaman olgunlaşmış polenleri vücudundaki kılları ile çiçeğe dağıtıyor hatta çiçek arıyı kendine çekebilmek için çiçeğin dibine nektar dediğimiz tatlı bir sıvı ve balın kaynağını salgılıyor. Bitki cansız gibi gözükse de arıyı kendine çekebilmek için içgüdüsel olarak bunu yapar. Arı gider o tatlı sıvıyı almak için hortumunu uzatır, çiçeğin dibindeki çiğ şeklindeki tatlıyı alır ve olgunlaşmış olan polen taneciklerini bacaklarındaki kıllarla parçalar hatta bir kısmını da bacaklarına alır, yavrularına mama olarak götürür. Bu noktada çiçek kazanmıştır çünkü polenler dişiciğin üzerine gelmiştir ve meyve tutumuna hazırdır. Arı karlı, nektar dediğimiz balı ilk başlatan sıvıyı alır nektar yapar, polenleri de yavrularına götürür. Burada kazan kazan var. Hem çiçek hem arı kazanıyor.  Bu sistem dünyanın farkına varmadan, yüzyıllardır bu şekilde oluyor. Bu işle ilgilenmeyen insanlar bunu bilmiyor ama aslında bilmemiz lazım. Yediğimiz şeylerin kaynağında arının yaptığı bu işi bilmemiz lazım. Eğer arıyı çekersek o bitkilerden meyve elde etmek mümkün değil” diye bilgilendirdi.

“ARININ EN BÜYÜK ÜRÜNÜ BAL DEĞİL, TOZLAŞMA”

“Tarım arı ile kalkınır. Eğer arıyı tarımın içine katmazsak, üretim yapmamız mümkün değil” diyen İleri, “Çiftçimizin para kazanması mümkün değil. Bu konuda büyük sıkıntılar var. Biz bu sistemi çiftçiye anlatamadık. Çiftçimiz diyor ki; toprağı işlerim, sulamamı yaparım, ilacımı da atarım, meyvemi de alırım. Unuttuğu bir şey var, halkanın bir tanesi eksik. Eğer arı meyveyi ziyaret etmiyorsa affedersin çiftçi kardeşim sen de havanı alırsın. Yapılan istatistiklerde, meyve sahibine bir getiriyorsa arı olunca 20 getiriyor. Arı aslında çiftçiye çalışıyor, arının en büyük ürünü bal değil, tozlaşma. Dünyanın kuruluşu böyle, üstelik orda farklı bir incelik daha var. Uzmanlar hep söylüyor; arı sabahleyin kovandan çıktıktan sonra hangi çiçeğe konduysa o çiçekten devam eder. Yani sıra çiçeğe konmuşsa, tüm gün sarı çiçekleri ziyaret eder. Eğer öyle olmasaydı, bir sarı çiçeğe bir pembe çiçeğe konsaydı dünyanın sonu demekti çünkü her bitki kendi neslini devam ettirmek ister. Ayva çiçeğini ziyaret ettiği zaman ayvanın erkek hücresiyle yine ayvayı döllüyor. Ama biri ayva çiçeği biri elma çiçeğine gitseydi ve ayva çiçeğinin polenini elma çiçeğine getirseydi oluşacak meyve ayva mı elma mı olacak belli olmayacak. Bence dünyanın sonu olurdu çünkü neyin ne olacağı belli olmayan bir çıkmaza girilirdi. Fakat arı sarı çiçekle başlayıp devam etmesi, aslında aynı türün devamı anlamına geliyor. Çapraz döllendiği zaman, hangi meyve olacağını kestirmek mümkün değil. Gerçi yeni meyve elde etmek istenen bilim çalışmalarında bunu yapıyorlar ama arının bunu yapması bütün dünyanın karışması anlamına geliyor. Bu bence çok önemli” ifadelerini kullandı.

“BİZİM ARIMIZ OLDUĞU KADAR SENİN DE ARIN”

İleri, “Çiftçiye diyoruz ki; arıyı öldürme, arı senin işçin, senin yardımcın. Onun için arıya sahip çık. Bu arı bizim arımız olduğu kadar senin de arın. Hatta Avrupa ülkelerini gezdik ve onlardaki bilinç seviyesi bizden biraz daha yüksekte. Arının faydası daha fazla biliniyor. Meyve sahipleri arıcılara gidiyor, meyve bahçesinin konumuna göre arı kovanı istiyor tozlaşma amaçlı. Ortalama bir dönüme iki tane arılı kovan şeklinde arıcıdan kiralıyor ve o kovanı bahçeye koyuyor. Kovandaki arılar bahçedeki çiçekleri ziyaret ediyorlar ve onları döllüyorlar. Dünyada bu sistem çok fazla. Arıcılar hatta bunu karşılığında par alıyorlar. Amerika’da bahçe sahipleri ve arıcılar aralarında sözleşme yapıyorlar, kovan başı 100-120 dolar para alıyorlar. Arıcı açısından çok müthiş bir gelir. Avrupa’daki, Amerika’daki arıcıların aşağı yukarı gelirlerinin tamamı tozlaşma amaçlı arı kiralamalarından geliyor. Biz kimseye arılarımızı kiralamıyoruz, arı uçuyor meyve sahibinin bahçesine gidiyor döllüyor ve meyve bahçelerinden para istemiyoruz. Farkında olmadan bizim arılarımız o meyvelerin oluşmasını sağlıyor. Biz de diyoruz ki; bu arı size çalışıyor. Diğer ülkelerdeki gibi kovan başı para istemiyoruz ama bizim arımızı öldürme. Bu arı sana çalışıyor, ilacını akşam saatlerinde arı kovanına girdikten sonra at. Zaten tarım uzmanları da akşam saatlerinde atılan ilacın bitkiye faydalı olduğunu ve gözeneklerinin açıldığını, parazitlerin akşam saatlerinde çıktığını, ilacın havanın durgun olması sebebiyle homojen şekilde ağaçlara yayıldığını, akşam saatlerinde ilacın çok daha faydalı olduğunu söylüyorlar” şeklinde konuştu.

“ÇİFTÇİMİZ ARIYI ÖLDÜRMEZSE KAZANCI ÇOK DAHA FAZLA OLACAKTIR”

“Biz de istiyoruz ki ilaçlarını akşam saatlerinde atsınlar” diyerek istediklerinin çok basit bir değişiklik olduğunun altını çizen İleri, şunları söyledi: “Ucuz veya pahalı ilaç diye bile demiyoruz ama arı kovanına girsin ilacınızı öyle atın. Arıyı da öldürmemiş olursunuz, arı da sabah kalktığı zaman ilaçlanmış bahçeyi önsezileri ile anlıyor ve pas geçiyor. Dolayısıyla kendini kurtarıyor. Özellikle çiftçilerimize bir mesajımız var: Arıyı öldürme verimi düşürme. Bu sadece Çanakkale için değil, geçtiğimiz yıl Mersin ve Adana’da çok yoğun arı ölümleri yaşandı. Binlerce arı ölüyor. Arılar ülkemizin milli gelir kaynağı, tarımın olmazsa olmazı ve arıyı yaşattığımız zaman dünyanın sağlıklı gidişine katkıda bulunmuş oluyoruz. Çiftçimiz arıyı öldürmezse kazancı çok daha fazla olacaktır. Özellikle arıyı çiftçinin korumasını istiyoruz. Bazı çiftçiler bizlere; siz nasıl arınızı düşünüyorsunuz biz de meyvemizi düşünüyoruz, ilacımı atarım diyorlar. Ama bizim arımız onların işlerine yarıyor. Bu söz anlamsız. Sen meyveni düşünüyorsan, ilacını akşam saatlerinde at. Sana işçilik yapan, çalışan arıyı öldürme. Özellikle arıyı yaşat ki sen daha fazla para kazanasın, yaşat ki daha fazla meyve alabilesin diyoruz. Çiftçinin arıyı korumasını istiyoruz. Bu sadece Çanakkale’nin değil, ülkenin kanayan yarası. Bu basit bir şekilde, ilaç zamanlarını değiştirerek bu konuyu halletmek mümkün.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Çanakkale’de SOLOTÜRK Coşkusu
Çanakkale’de SOLOTÜRK Coşkusu
Çanakkale’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Coşkusu
Çanakkale’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Coşkusu